Cihan Yıldırım yazdı...

Son yıllarda AK Parti yönetimleri ve Eskişehirspor yönetimleri arasında benzerlik var. Önce iki kurumun durumlarına bakalım. AK Parti ve Eskişehirspor giderek kan kaybediyor.
Her ikisi de eskisi gibi güçlü değil.
Her ikisinin de akıbeti merak ediliyor.
AK Parti, önümüzdeki ilk seçimde iktidarı kaybedecek gibi görünüyor.
Eskişehirspor’un önümüzdeki sezonu da pek parlak değil gibi…
Oysa hem AK Parti hem Eskişehirspor bir zamanlar fırtınalar estirirdi. AK Parti seçimlere korkusuzca girerdi, çoğu zaman rakibi bile yoktu!
Eskişehirspor, başta İstanbul takımları olmak üzere rakiplerini titretirdi.
Sonra işler karıştı…
AK Parti ve Eskişehirspor’un yönetim kadroları zayıflamaya başladı.
Kurumlar zayıfladığı için mi yönetimler böyle oldu? Yoksa yönetimler zayıf olduğu için mi kurumlar bu hale geldi? Bu noktayı biraz tartışmak gerekir…
AK Parti’den başlayalım…
Eskiden il, ilçe başkanları özgül ağırlığı olan kimselerdi.
Dündar Ünlü… Altı yıl oldu il başkanlığı koltuğunu bırakalı… Hala güncel, hala saygı duyuluyor. Hala yola çıkmadan önce ziyaret ediliyor. Bugün merkezde bir parti kurulacak olsa kapısı ilk çalınacak isimlerden biri…
Murat Özcan… Çok aranıyor… Teşkilatta ve belediye meclisindeki performansıyla bi dönem partiyi neredeyse tek başına sırtlamıştı.
Volkan Doğan… Tam bir siyaset efsanesine dönüşmüş durumda… Daha iki hafta önce bir sohbette hakkında “Sabahları çok erken gelirdi partiye… Hiç bahane üretmedi… Enerjisi hep yüksekti” gibi şeyler söylendi…
İddialı isimlerdi, iddialı siyaset yaptılar.
Son yıllarda pek öyle değil. Yönetimlere giremeyecek kimseler, ilçe başkanı olmaya başladı. Kente, partiye dair hiçbir hayali olmayan kimselerin siyaset yaptığına şahit oluyoruz.
AK Parti, protokol siyasetine mahkum oldu.
AK Parti yöneticiler bürokratik bir siyaset yapar hale geldi. Herhangi bir ilçe başkanı ile DSİ Bölge Müdürü’nü yan yana getirin. Hangisi daha çok siyaset yapıyor, belli değil!
AK Parti, yöneticilerini iyi seçemiyor artık.
Eskişehirspor’a bakalım…
10 yıl önce tribünden maç izleyen kimseler kulübü yönetmeye başladı. Yönetmek zorunda kaldı belki de… Çünkü kimse yok! Halil Ünal yönetimindeki isimleri hatırlıyorum… Stattan sorumlu Emin Çokaygil… İsmail Ilgazlar… Gürdal Abacılar… Rıza Zeydanlar…
Halil Ünal’ın TFF’den İngiltere’ye kadar olan bağlantılarına ne diyeceksiniz… Topçuyu Fener’den, GS’den alırdı… Amatör’de de olsa yine öyle yapardı… 34 yaşında bilmem ne sporda oynayan adamlarla işi olmazdı.
Dedeler, Diegolar, Boffinler… Skibbeler, Rıza Çalımbaylar, Ersun Yanallar…
Mevcut yöneticilerin fotoğraf bile çektiremeyeceği adamlar… Ama bir zamanlar Eskişehir’deydi bu insanlar…
Eskişehirspor’a yönetici olmak da sıradan, basit bir iş haline geldi! Hatta başkan olmak da…
Nereden nereye…
Belki başka kurumlar için de bu durum geçerlidir. Üniversiteden bilmem ne odasına kadar… AK Parti ve Eskişehirspor’da çok çarpıcı olduğu için ikisini örnek aldım.
Nereden nereye…