Cihan Yıldırım yazdı...

Yeni yıla tartışarak girdiğimiz için sanırım tüm yıl tartışıyoruz! Bu topraklarda yeni yıl kutlanır mı? Yabancı geleneği sonuçta! Noel ile yeni yılı karıştıranlar ise olaya başka bir hava katıyor…
Şurası kesin, yeni yıl herkesi harekete geçiriyor.
Yeni yıla giriş hiç ilgimi çekmedi. Tıpkı diğer özel günler gibi… Ama olanın bitenin ‘dışında’ kalamıyoruz…
Ortaokul yıllarımda Mekke’nin Fethi törenlerine katılırdım. Yıkılan Atatürk Stadı yanındaki kapalı spor salonunda yapılan… Her sene yeni yıla ‘denk gelmesini’ kimse yadırgamazdı… Çünkü herkes ‘asıl amacı’ bilirdi.
Yeni yıl akşamında kitleyi yalnız başına bırakmamaktı. Evde ve televizyon karşısında… Etkinliğe ailecek gelinmesi tembihlenirdi…
Kutlayanlara bi şey denmezdi. Ama mümkün mertebe kutlanmaması istenirdi.
İki Eylül Caddesi’nde, Milli Gençlik Vakfı’nın binası vardı. MGV, yeni yıla doğru kompozisyon yarışması düzenlerdi. Neden yeni yılı kutlamamalıyız?
Bir keresinde üçüncü olmuştum. Ve hediye olarak ‘Meşreb mi Tefrika mı’ kitabı hediye edilmişti.
Sonra yeni yıl çıktı hayatımdan… Tamamen…
Öyle bir döneme girmişim. Ya da çevrem o şekilde değişmiş…
Uzun yıllar boyunca iş arkadaşlarıma ya da her gün gördüğüm insanlara ‘mutlu yıllar’ dedim… Akşamları da denk gelirse İbo Şov izlemişim…
Kimi hayal kur diyor, yeni yıla dair…
Kimi muhasebe yap diyor, nasıl geçti eski yıl…
Ne hayal kurduk, ne muhasebe yaptık…
Sonra evlendik, çocuğum oldu… İlk yıllar normal, sakindi… Yeni yıl yine gündemde yok!
Okula başlayınca yeni yıl gündemi oluştu. Ufak bi çam ağacı alındı, ışıklı süsler falan… Oğlan kafasına bi şeyler falan istedi, düdük gibi şeyler… Hepsi alındı… O akşama özel yemek falan yapıldı.
Bir iki kere misafirler de vardı…
Oğlan sınıfta hediyeleşmeler yaptı.
Bir keresinde evde “Noel Baba’nın değil, Dede Korkut’un torunlarıyız” diye gezindim. Sanırım Ülkü Ocakları’nın Dede Korkut Parkı’nda yeni yıl öncesi yaptığı açıklamada duymuştum bu sözü…
Bir yeni yılda da Orman Bölge’nin dağıttığı fidanı dikmiştim.
Çam kesmiyoruz, çam dikiyoruz!
Oğlan 4’ncü sınıfa gidiyor. Bu sene çam ağacı hiç çıkmadı piyasaya. Aklına bile gelmedi. Yemek yendi, kutu oyunu oynandı… Televizyonda TV8 açıktı…
Sosyal medyada gezerken Üç Aylar’ın başladığını duyuran bir iki mesaj okudum. Ramazan'a iki ay kalmış dedim.  
Mekke’nin Fethi kutlanmadı! Yapıldıysa da haberim olmadı. Yeni yıl ile 30-35 yıllık hikayem böyle…
Bakalım daha neler göreceğiz. İnsan değişiyor, hayatın farklı duraklarında farklı tepkiler veriliyor.
10 yıl sonra dışarıda bi mekanda kafamda noel baba şapkasıyla esaslı bir yeni yıl kutlaması da yapabilirim, Mekke’nin Fethi etkinliğini de düzenleyebilirim.
Hayat bu, kime neyi kutlatacak belli olmaz. 
Mutlu yıllar…