AK Parti'nin kuruluşundan 20 yıldır iktidarda bulunduğu süreçte kurumsal kimliğinin yanı sıra Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olaylar karşısındaki reflekslerini az çok kestirebilir hale geldik.
Anlayacağınız artık Erdoğan, her ne kadar pragmatist davranışlar sergiliyor olsa da 2023 Genel Seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimini Kürt seçmenden oy alamadığı sürece kazanmasının imkansız olduğunu iyi bilir.
Anket yaptırıp olayların seyri konusunda nabız tutmaya özen gösteren Erdoğan, seçimlere ilişkin de anketler yaptırıyor kuşkusuz.
Anketlerin ortalamalarına bakıldığında, son dönemdeki TOKİ ve EYT ile sözleşmelilerin kadroya alınması gibi çalışmaların da etkisiyle AK Parti kararsızlar dağıtıldığında yüzde 33 civarında bir oy oranına sahip gibi görünüyor.
Peki ya CHP?
O da ortalama yüzde 26-27 gibi.
İYİ Parti yüzde 15-18 bandında seyrederken, MHP yüzde 7-9, HDP ise yüzde 9-11 bandında görünüyor.
Kasım ayına ait anketleri buradan paylaşırsam daha iyi anlaşılacak.
MAK (Bu Pazar Genel Seçim olursa): AK Parti: yüzde 32.7, CHP yüzde 26.0, İYİ Parti yüzde 15,8, HDP yüzde 7.7, MHP, yüzde 7.2.
ORC: AK Parti: 30.2, CHP: 24.5, İYİ Parti: 18.7, HDP: 7.3
AVRASYA: AK Parti: 30, CHP: 30.6, İYİ Parti: 13.3, HDP: 11.3, MHP: 6.8
Buradan hareketle AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın seçimi kazanma ihtimali yok.
Kürt seçmenin teveccüh gösterdiği HDP'nin yüzde 10 düzeyindeki oyunu alan ittifaklar genel seçimi de Cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanacak.
Ya da ittifaklar içinde yer alan fazla oya sahip partilerin ittifak değiştirmesi denklemi bozabilir ancak bu saatten sonra AK Parti ve kurmaylarının tüm çabalarına rağmen 6'lı Masa'nın dağılmaya pek niyeti olmadığı görüntüsü var.
Peki gelelim yazımızın sorusuna...
Ekonomik kriz, genç işsizliğin yüzde 25'leri bulması, TÜİK'e göre yüzde 85, ENAG ile vatandaşın hissettiği gerçek enflasyonun ise yüzde 185'leri geçmesi karşısında özellikle dar ve düşük gelir grubunun geçim mücadelesi vermesine rağmen...
Halen AK Parti'nin yüzde 30 civarında oy alabilmesi ve vatandaş nezdinde yeniden en yüksek oyu alabilecek potansiyeli bulunduğu yönündeki düşüncenin hakim olması nedendir?
Bana göre muhalefetin halen iktidara geldiklerinde yapacakları çalışmaları anlatamamaları, göreve getirilecek kadrolarını kamuoyuna lanse edememeleri bunun cevabını oluşturuyor.
Yani Millet İttifakı milleti henüz bu konuda ikna edebilmiş değil.
Bu nedenle AK Parti'nin en fazla oyu alabilir düşüncesi anketlere de yansıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki anayasa değişikliği önerisi için AK Parti'nin HDP'nin kapısını çalıp görüşmesi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP ziyaretini normal karşılamasının bir sonucu olmayacak mı, oylara yansımayacak mı?
Sosyal medya, Erdoğan ve Bahçeli'nin geçmişten günümüze HDP ile ilgili olarak sürekli çark ettiklerine ilişkin açıklamalarla dolu.
Bunun mutlaka bir karşılığının olacağını ve oy kayıpları yaratacağını düşünüyorum.
Aslında sorulması gereken soru şu: Bu seçimlerde kim veya kimler kazanırsa ne değişecek?
Günümüzde yaşadığımız ekonomik zorluklardan tutun da siyasal kutuplaşmaya kadar ne değişecek?
Neyi farklı yapacaklar da hayat pahalılığı karşısında her geçen gün yoksullaşan vatandaş refah artışına kavuşacak?
Hane halklarının geliri nasıl artırılacak?
Merkez Bankası'nın ihtiyat akçelerini harcayacak kadar ileri gidilen bu ekonomik koşullarda eksi 58 milyar dolar rezervle, yani yurtdışı takas paralarla günü kurtarmaya çalışarak nereye kadar piyasaları kontrol altına alabilecekler?
Seçime kadar baskılanacağı anlaşılan döviz kurunu ne kadar daha bu seviyede tutabilecekler?
"Faiz neden, enflasyon sonuç" teorisinin yıkıma götürdüğü ekonomiyi ne yapacaklar da düzeltebilecekler?
Ne yapacaklar da dış yatırım ülkemize gelecek?
Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu bize kim hatırlatacak?
İnsanların özgürce düşüncelerini ifade edebileceği ortamı bize kim kazandıracak?
Asıl sorulması gereken sorular bunlar...
Ne değişecek hayatımızda?
Siz de çevrenize bir sorun.
Eğer, "Vatan, millet, Sakarya edebiyatı içeren konuşmalarını biraz da din, İman" söyleviyle cilalıyorlarsa...
"Din elden gidiyor, vatan bölünüyor" diyerek söze başlıyorlarsa...
Dönün arkanızı gidin...
Bilin ki doğru yoldasınız.