"Yüzde 238 artan bir enerji maliyetiyle, yüzde 250 artan bir gübre maliyetiyle bizim bu yıl 50 TL’nin altında domates satmamamız gerekiyor. Bu kadar net ifade ediyorum. Aralık-nisan arasında dünyada domates yok. Biz 30 yıldır bu işi yapıyoruz. Kış ayları geldiğinde domates fiyatları yüzünden herkes ayağa kalkacak. Domates fiyatı 50 TL olacak.”
Bu sözler Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği Başkanı Müslüm Yanmaz'a ait.
Kış aylarında vatandaşın harcamaları artar, hepimizin malumu...
Sebze-meyve yaz mevsimi gibi bol olmaz.
Doğalgaz, odun, kömür tüketimi dolayısıyla kış maliyetleri çıkar karşımıza.
Ha keza elektrik öyle.
Okullar açılır…
Varsa eğer okul çağındaki çocukların eğitim harcamaları, servisi, kırtasiye masrafları...
O arada belirleyici etken enflasyon ve döviz kurları başta olmak üzere her ürünün fiyatı ister istemez artar.
Sabit gelirliler ile emekliler, dar gelirliler, yoksullar geçim mücadelesiyle baş başa kalır her zaman olduğu gibi...
Ya piyasalar?
Ülkemizin para politikası, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belirlediği "Faiz neden, enflasyon sonuç" teorisiyle belirlenirken, iş dünyası Merkez Bankası'nın yüzde 13'e indirdiği politika faizine rağmen yüzde 40'tan bile kredi bulamamaktan şikayet ediyor.
Yani "Faiz neden, enflasyon sonuç" teorisi pek bir şey ifade etmiyor.
Sonuç ortada.
TÜİK verileriyle yüzde 79,60'a çıkmış bir enflasyon, bir yılda 7,90 liradan 18 lirayı aşmış bir dolar kuru, yüzde 40'ları bulan piyasa faizi, vatandaşın nezdinde yüzde 200'leri aşmış bir hayat pahalılığı, döviz rezervi eksiye girmiş bir Merkez Bankası...
Üstelik gerçeği yansıtmayan rakamlarla enflasyonu düşük gösterip kamuda memur ve işçilere, emekliler ile asgari ücretlilere TÜİK’in açıkladığı enflasyon kadar zam yaptığınızda vatandaş hayat pahalılığını iliklerine kadar hissediyor.
Buna karşı iktidarın gerekçeleri neler?
Pandemi dolayısıyla dünya ülkelerinde de yaşanan enflasyon, dış mihrakların Türkiye'ye karşı oynadığı oyun, Rusya-Ukrayna savaşı vs...
Peki bu tablo tersine dönebilir mi?
Yani zor geçeceği şimdiden belli olan kış mevsiminden sonra umut vadeden bir ışık görünüyor mu ufukta?
Bence görünüyor.
O da sandık.
Vatandaş durumundan memnunsa Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ittifakındaki mevcut iktidarı yeniden iş başına getirecek, değilse başka parti veya ittifaka görevi verecek.
Durum bu kadar net.