"Seçimlerde iktidar değiştiğinde Merkez Bankası rezervlerini eksi 100 milyar dolar olarak devralacağız! Seçimlere kadar aylık bütçe açığını 100 milyar liraya çıkaracaklar. Maalesef, seçimlerden sonrası tufan zihniyetiyle yönetiyorlar."
Bu cümle İYİ Parti'nin ekonomi kurmayı Bilge Yılmaz'a ait.
Yılmaz, şöyle devam ediyor:
“Şeffaf değiller. Mesela BOTAŞ bir süredir Merkez Bankası’ndan döviz almıyor, peki doğalgaz ödemelerini nasıl yapıyor? Muhtemelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin erteliyor. Ama seçimlerden sonra önümüze gelecek. Böyle birçok sorun var…
Bugünkü politikalarla birkaç sene daha gidersek Allah korusun ‘Arjantin çukuru’na düşeriz diye endişeliyim. Öyle bir ekonomik çöküş bu coğrafyada bizim gibi bir toplum için çok ağır olur; endişeliyim.
IMF’ye hem gerek yok, hem Türkiye’nin ihtiyacı olan kaynak IMF’yi de aşar. Rasyonel bir program ve liyakatiyle dünyada güven yaratacak ekipler iş başına gelsin, bir haftada 20-30 milyar dolar giriş olur.
Bunu yatırım sermayesi izler. Temel mesele bu; rasyonel program ve liyakatli, kararlı ekipler. Beşeri sermayemiz çok zengin ama dışlanıyorlar. Durum ortada zaten."
Karar yazarı Taha Akyol'a konuşan Yılmaz, son derece yerinde bir tespitte bulunmuş.
Mesele bu işte.
"Seçimlerde iktidar değiştiğinde" gibi içinde güven ve kararlılık barındıran bir cümlenin başlangıcı.
Bir diğer doğru tespit ise seçimlerden sonra iktidar el değiştirdiğinde veya değiştirmediğinde ortaya çıkacak ekonomik enkazın faturasının ağır olacağı...
Son bir yılda yani Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Faiz neden enflasyon sonuç" iktisat teorisiyle yeni ekonomik modeli hayata geçirdiği günden itibaren ekonomide yaşananları biraz hatırlamakta fayda var.
Döviz kurları adeta patladı. Dolar 12 liradan 18,6 liraya çıktı.
Enflasyon yüzde 20'lerden 85'lere ulaştı. Bu da verileri tartışmalı Türkiye İstatistik Kurumu'na göre...
Akademisyenlerden oluşan Enflasyonu Araştırma Grubu'na (ENAG) göre ise enflasyon yüzde 185...
Nereden geldiği bilinmeyen ve Merkez Bankası döviz kaynakları...
Finans uzmanı ekonomist Mahfi Eğilmez'in de dikkati çektiği gibi, "2022 yılının ilk 7 ayında 36,7 milyar dolarlık cari açığın yüzde 66’sı nereden geldiği bilinmeyen paralarla yüzde 22’si rezervlerle karşılanmış. Demek ki cari açığın yalnızca yüzde 12’si nereden geldiği bilinen ve rezervlerde olmayan paralarla karşılanmış."
Şeffaflığını yitirmiş kamu kurumları...
Muhalefet milletvekillerinin Sayıştay'ın 2 yıl önceki raporlarından edindikleri bilgi kırıntılarıyla kamu kurumlarının ekonomik durumları hakkında çıkarım elde ederek kestirmede bulunduğu bir siyasi tablo...
Anlayacağınız bu milletin parasını kullanıp hesap vermekten kaçınan bir yönetim modeli...
İnsanlar artık geçinemediklerini neredeyse haykıracaklar ama nafile...
Merkez Bankası politika faizini yüzde 10,5'ten yüzde 9'a düşürdü düşürmesine ancak piyasada bu faiz değerlendirmeye bile alınmıyor.
Özel bankalar yüzde 2'nin altından kredi vermeyi bırakın neredeyse 2,5'leri bulan oranlarda para kullandırmaya yanaşmıyorlar bile.
Zaten şu anda vatandaşın konuttan tüketici ve taşıta kadar kredi kullanma şansı devlet bankalarında dahi çok zor.
Çünkü bankalar kredi vermemek için adeta ipe un seriyorlar, çok nazlanıyorlar.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Faiz neden enflasyon sonuç" iktisat teorisi ülkedeki ekonomik yıkım kitabının kapak yazısı olacak nitelikte maalesef.
Bunu ileride tarih tabii ki yazacak ancak biz yurdum insanları için bedeli ağır olacak...
Bedeli ne mi olacak?
Gençler için kayıp bir gelecek ve yitirilmiş yıllar...
Daha ne olsun...