Arif Anbar yazdı...

Ekrem İmamoğlu başlattı.

Kent lokantaları açtı, açıyor…

Şu ana kadar sayısı 15’e ulaştı.

Dört kap yemek, meyve, sınırsız su ve ekmek 40 TL.

Peki, İmamoğlu, Kent Lokantalarının lokasyonlarını nasıl belirliyor?

Kapsamlı bir araştırma yapıyor, yoksulluk oranının ve öğrencilerin fazla, yeme içme sektörünün az olduğu alanları belirliyor ve düğmeye basıyor.

İstanbul’daki yoksulluk epey fazla.

Öyle ki, özellikle 65 yaş üstü yaşlılar, belediye büfelerinden ucuz ekmek almak için ücretsiz ulaşım kartlarıyla toplu taşıma araçlarına biniyorlar ve büfe büfe geziyorlar. Çünkü ucuz ekmeğe büyük talep olduğu için bitebiliyor. Ne yapsın yaşlı yoksullarımız, bir umut büfe büfe gezip bir somun ekmek bulabilmek için oradan oraya savruluyorlar.

Böylesi utanç verici bir ortamda kent lokantaları yoksullara can suyu oluyor.

*

İmamoğlu’nun başlattığı bu proje CHP’nin yönettiği çeşitli belediyeler tarafından da örnek alınıp uygulanıyor.

O belediyelerden bir tanesi de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi!

Taşbaşı’nda yer alan eski nikah salonu lokantaya dönüştürüldü ve açılışı gerçekleştirildi.

Adı Kent Lokantası değil, Halk Lokantası!

İsmi farklı olsa da amacı aynı.

Halk lokantası bana daha cazip geliyor.

Bu noktada Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un etkisinin olduğunu düşünüyorum.

Eskişehir’deki belediyeler halk kelimesini kullanmayı tercih etmezlerdi.

Ancak Kazım Kurt, projelerinin ve yaptığı çıkışların çoğunda halk kelimesini kullandı, kullanıyor.

“Halkçı belediyecilik yapıyorum” diyor, Halk Merkezleri açıyor.

Mavi Masa değil örneğin, Halk Masası!

Halk Market var bir de. Alan el veren eli görmüyor, alışveriş poşetlerinde dahi belediyenin logosu yok, yurt genelinde reklamı olmayan belki de tek proje!

Doğrusu da bu, halk kelimesini kullanmaktan korkmamalı.

O nedenle Halk Lokantası, ismiyle Eskişehir’e yakıştı.

*

İsmi Eskişehir’e yakıştı yakışmasına da, öte tarafta şöyle bir soru sormak gerektiğini düşünüyorum: Yoksulluğun zirveye ulaştığı İstanbul’da şiddetle gerekli olduğunu düşündüğüm kent lokantaları Eskişehir’e gerekli miydi?

Büyükşehir Belediyesi’nin, Odunpazarı Belediyesi’nin ve Tepebaşı Belediyesi’nin aşevleri var.

Üç belediye de yoksulları tespit etmiş ve her gün ücretsiz sıcak yemeğe erişmelerini sağlıyor.

Belediyelerin yoksullar için erzak kolisi hizmeti de var.

Beri yandan, ilgili il müdürlüklerinin ve Kaymakamlıkların da yoksullar için cüzi de olsa para ve erzak yardımları mevcut.

Unutmadan, Nebi Hatipoğlu’nun da Emek Mahallesi’ne açtığı bir aşevi var ve o da yoksullara sıcak yemek yardımı yapıyor.

O halde bir daha soralım: Nüfusu 1 milyona ulaşmamış, yaşayanlarının maddi durumu her şehirde yaşayanlar gibi kötü ancak çoğu şehirden iyi olan Eskişehir’e yoksulluk lokantası gerekli mi?

Gerekli olduğunu düşünenler elbette var, onlara büyük saygım var. Ancak öyle bile olsa sorgulamak, en iyiyi ve en doğruyu bulmak için elzem.

Bir proje amaca hizmet etmeyecekse, hizmet midir? sorusunu şuraya iliştireyim ve devam edeyim.

*

Amaca hizmet edecekse dahi hedef kitleye ulaşacak mı ve esnafa zararı olacak mı?

Bu konuda kamuoyunda çeşitli kuşkular var.

Bir kere Büyükşehir Belediyesi’nin yoksulluk lokantası, yoğun yeme içme ticaretinin döndüğü bir alanda faaliyet gösterecek.

Üç kap yemek 65 TL’ye verilecek.

Sıradan bir çorbanın en aşağı 50-60 TL bandında satıldığı bir ortamda yeme içme hizmeti veren esnafın zarar görmemesi olanaksız gibi duruyor.

Peki orada kim yemek yiyecek? Belediyeler yoksullarımıza zaten aşevleri kanalıyla ücretsiz sıcak yemek hizmet veriyor. Aynı yoksullar bir de mahallelerinden çıkıp, ulaşım maaliyetini karşılayıp, üzerine bir de yemeğe para vererek ikinci kez yemek yer mi? Hem de ilkini ücretsiz yemişken!

Sanki oradan daha çok çevre esnafı -kuyumcular, balıkçılar, aktarlar, tesisatçılar, vesaire…- faydalanacak gibi geliyor bana.

Faydalanacak bir kitle daha var, o da İstiklal Mahallesini mesken tutan mülteciler! Devlet onlara gereken desteği zaten veriyor, bu lokanta da onlar için ballı börek olur.

*

Yani, proje doğruysa bile, lokasyon bir o kadar yanlış!

*

Eskişehir’de ikinci Halk Lokantası’nın Kent Park’ta açılacağı ilan edildi. Söz konusu lokasyonun da amaca hizmet etmeyeceği kanaatini taşıyorum. Orası spesifik bir park ve yoksul yoğun bir alanda konumlandığı söylenemez. Yoksullar oradan faydalanmak için para vererek toplu ulaşım araçlarını kullanmak zorunda kalacaklar. Yukarıda ifade ettiğimi tekrar edeyim: Belediyelerin aşevlerinden günlük ücretsiz sıcak yemek alan yoksullar, lokantaya para verip bir de ulaşım masrafı yapıp niçin oradan yemek yesinler?

Bir soru daha: Peki oradan kim faydalanır?

Yine çevre esnafı, Kent Park içerisinde faaliyet gösteren işletmelerin patronları ve çalışanları ile parka gezmeye gelen misafirler. Özellikle parka kafa dinlemek için gelen ziyaretçiler için bulunmaz nimet. Bir bardak çayın 20-25 lira olduğu bir alanda 65 liraya karın doyurmak muazzam olur.

*

Bence illa Eskişehir’e Halk Lokantası açılacaksa, Anadolu Üniversitesi öğrencilerinin yoğun olduğu Üniversite Caddesi ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin yer aldığı Prof. Dr. Nabi Avcı Bulvarı üzerine açılmalı. Hatta Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri de işin içine dahil edilerek öğrencilere dönük sistemli bir çalışma yapılmalı. Geleceğimiz olan gençler gelsinler, ucuza sağlıklı yemek yesinler. Hem öğrenciye katkı hem öğrenci ailelerine katkı... Bunun dışında Eskişehir’e açılacak her yoksulluk lokantası amaca hizmet etmeyen israf anlamına gelir.

*

Umarım ben yanılırım…