Ayşe Kaytan Uçak yazdı...

AK Parti için bir “esnaf hükümeti” diyebiliriz. 

AK Parti’yi, 2001 krizinde ülkenin dört bir tarafından yürüyen esnafın iktidara taşıdığını söylersek abartmış oluruz belki ama bu yürüyüşlerin de ciddi katkısı olduğunu unutmamak gerekiyor. 

Bunu neden hatırlatıyorum. 

Dün Eskişehir’de, Halk Lokantası faaliyete girdi.

“Haksızlıklar Lokantası” başlıklı yazımda da belirtiğim gibi, o halk lokantası hükümet tarafından yapılan onca haksızlığın bir ürünü olarak faaliyet gösteriyor.

Ancak bir bakıyorum; yok “halk lokantası esnafı zor duruma düşürebilirmiş”, yok “esnaf zaten zor durumda bir de bu lokanta ile darbe vurmayın” denilebiliyor.   

Halk Lokantası’nın açılışına katılan Eskişehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen’i almış bir dert, “ya gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmazsa…” Hatta kuyruğa şöyle bir bakmış, hali vakti yerinde olanları o kuyrukta fark etmiş.

Mübarek, gözlerine gelir ölçer mi taktırdın!

Üstüne üstlük “gerçek ihtiyaç sahipleri” kim?

Açlıktan ölmek üzere olanlardan mı bahsediyor, anlamak mümkün değil.

Ayrıca tüm kurumların hesapladığı açlık sınırı, asgari ücreti aşmış. Onlar gerçek ihtiyaç sahibi değiller mi?

2001 krizinin sembolü neydi?

Bir esnafın, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e fırlattığı kasa.

Ki, 2001 krizi bugün yaşanan kriz karşısında devede kulak kalır.

O gün siyasetin yönünü belirleyen esnaf, bugün sus pus oturuyor.

Ağızlarını bıçak açmıyor.

Siyasi davranışların iktisadi bedeli olur!

Ekrem Birsen kafasına bunu takacağına, kuyruğa girenlerin mal varlığını tahmin etmekle yetiniyor. 

Siyasetin tecrübeli isimlerinden Murat Özcan esnafın durumunu hatırlatıp, Ayşe Ünlüce’ye çağrıda bulunuyor. Projeye, esnafların da ortak edilmesinin gerekliğinden bahsediyor. Özcan’ın ki naif bir tavsiye…

Ancak bugün yanlış politikalar ile ölüme mahkûm edilen esnafın önüne sunulan hesapta, AK Parti’nin maliyetinin yazılmaması hakkaniyete sığıyor mu?

Vergilerle bezdirilen küçük ve orta boy esnafın tek derdi halk lokantası mı sizce?

Gıda fiyatları tüm dünyada gerilirken, en kötüsü yerinde sayarken, ülkemizde bu denli artmasının tek suçlusu halk lokantası mı? 

Hem esnaf temsilcilerinin hem de sayın Murat Özcan’ın, AK Parti’ye küçük de olsa bir serzenişte bulunmadan halk lokantasını hedef tahtasına koymasının hakkaniyet ile bağdaşan bir tarafı yok.

Keşke ne halkın halk lokantasına, ne de esnafın belediyeden gelecek desteğe ihtiyacı olmasa.

Bugün gelinen nokta ne halk lokantasına, ne halk ekmeğe, ne de halk yumurtaya kızarak geçiştirebileceğimiz nokta değil.    

Ne yazık ki...