Ayşe Kaytan Uçak yazdı...

6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı…

Yaşanan bu kayıpların ardından “yıkılan evleri kim yapacak” diye bir tartışma duydunuz mu?  TOKİ söz verilen rakamları yakalamasa da, deprem bölgesinde 200 binden fazla konut inşa etti. Eğer bu 200 bin konut depremden önce denetlense ve eksikleri giderilerek dönüştürülseydi, 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetmezdi.

Harekete geçilmesi için illa insanlarımızın ölmesi mi gerekiyor?

Neden tüm tartışmalar ancak can kayıplarından ve şehirler yıkıldıktan sonra sona erip eyleme dönüşüyor?

***

Şimdi bu gözle dönüp Eskişehir’e bakalım.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, geçtiğimiz yıl aralık ayında Ekonomi Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede, Eskişehir’deki 326 bin konuttan yüzde 15’inin yapım yılının bilinmediğini açıkladı.  Bu oran “50 bin konuta” tekabül ediyor.

İnşaat Mühendisleri Odası, olası büyük bir depremde “Yunus Emre, Sivrihisar, Doktorlar, Kızılcıklı, Sakarya, İki Eylül ve Atatürk Caddelerinde” büyük yıkım olacağını öngörüyor.

Eskişehir’de 52 bin bina incelendi ve deprem güvenliği açısından kentteki “4 bin binanın” acilen yenilenmesi gerektiği tespit edildi.

Kentte, 99 öncesi yapılan 8 kat, bitişim nizam ve zemin katı sonradan ticarethaneye çevrilmiş yapılar, “riskli yapılar” olarak değerlendiriliyor.

Eskişehir sınırlarından geçen “4 fay hattı” bulunuyor.

Şehrimiz “13 faydan” etkilenebilecek zemin yapısına sahip.

Felaket senaryosu çizmek istemem, ancak kentimizde 7 büyüklüğünde deprem üretebilecek fay hatları bulunuyor. Ayrıca, yanı başımızdaki Bursa’da meydana gelebilecek olası bir deprem, Eskişehir’i doğrudan etkileyebilir. 

 ***

Geçtiğimiz hafta, ESTÜ Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alper Çabuk ile yaptığımız röportajda, kendisi kentsel dönüşümün önemine dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu: “Kentsel dönüşümle ilgili yapılan en büyük yanlışlardan biri, yeni arazileri imara açmaktır. Yerel yönetimler, yeni imar alanlarını yapılaşmaya açtığı sürece eski dokuyu dönüştürmek mümkün olmaz. Eskişehir’i olduğu haliyle dondurmak gerekiyor.

Yine İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Orkun Kılıç, yeni imar alanlarının açılmaması gerektiğini belirterek, “mevcut imar planları revize edilerek eski yapı stoklarının güçlendirilmesi gerekiyor” diyenler arasında.

***

Peki, ne yapmalı?

Öncelikle belirtmek gerekir ki, kentsel dönüşüm konusunda yalnızca Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi değil, beş büyükşehir belediyesinin bütçesi bir araya gelse dahi yetersiz kalır. Dolayısıyla, Eskişehir’in depreme hazır hale gelebilmesi için hükümetin ortaya bir bütçe koyması şart. Deprem sonrası yapmak zorunda kalacağı işleri, evler yıkılmadan ve can kayıpları yaşanmadan, sorumluluk bilinciyle şimdiden yerine getirmesi gerekiyor. 

Bu konuda, iktidarın Eskişehir’deki temsilcilerine büyük görev düşüyor.

Konunun siyasi polemiklerin ve şahsi beklentilerin çok ötesinde yakıcılığı var.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin şubat ayı ilk oturumunda Ayşe Ünlüce de konunun aciliyetine bir kez daha dikkat çekti. 

***

Umut ediyorum ki, “kim yapacak ya da kim dönüştürecek” gibi hiçbir işe yaramayan tartışmaların ötesine geçilebilir. Eskişehir’in kaderi sorumlu aramak ile heba olmaz da, zorunluluklara gözler çevrilerek binlerce insanımızın hayatı alt üst olmadan adımlar atılır. Yıllardır herkesin aynı şeyi söyleyip hiçbir adımın atılmadığı bir konuda, yaptığım bu çağrıdaki çaresizliğin de farkındayım. Ancak durup da kentin yıkılmasını ve binlerce insanın ölmesini beklemek de insanın vicdanına dokunuyor.