Eskişehir’in “SARI ÖKÜZÜ”nü bilmeyen yoktur.
“SARI ÖKÜZ”, meşhurdur bizim şehrimizde.
Kendisinden bir türlü vazgeçilmez.
“SARI ÖKÜZ” ün sahibinin burnu boktan çıkmaz; ancak yine de vazgeçmez. Onu batırır, yerin dibine sokar ama teslim etmez “SARI ÖKÜZ”ü
İnsanlar sorar, neden “SARI ÖKÜZ’DEN” vazgeçmiyorsun diye; cevap ise yedirmem “ÖKÜZÜ” olur.
Neden mi?
Anlatayım .
Anlatacağım Tilki ile Kirpi hikayesi bir yerlerden size tanıdık gelebilir. Kendi adıyla anılan masalların anlatıcısı Ezop' un yolsuzluktan yargılanan bir siyasetçiyi "Tilki ile Kirpi" nin hikayesini anlatarak nasıl savunduğunu Aristotales' ten öğreniyoruz.
Gelelim hikayeye:
"Tilki, sırtındaki pirelerden şikayet edip duruyormuş. Kirpi, tilkiye acıyarak dilerse kendisine yardım edebileceğini, onu pirelerden kurtarabileceğini söylemiş. Tilki, "istemem, sağol" deyince, kirpi "neden" diye sormuş.
Tilki şu cevabı vermiş.
"Sırtımdakilerin karnı doydu, daha fazla kanımı emmezler. Yerlerine geçecek olanlar daha aç olacaklar."
Mahkemede bu hikayeyi anlatan Ezop, jüri üyelerine dönerek, sözlerini şöyle bitirmiş:
"Dolayısıyla saygıdeğer jüri üyeleri, müvekkilimi cezalandırırsanız onun yerine onun kadar zengin olmayan birileri gelir ve sizi daha beter soyar."
Ezop, bu kısa hikayesiyle jüri üyelerini büyüler ve yolsuzluktan yargılanan siyasetçi beraat eder.
Şimdi anladık mı neden “SARI ÖKÜZ” den vazgeçilmediğini…
Bakmayın “SARI ÖKÜZ” ün sahibi de bıkmış durumda ama ne yapsın, daha fazla kanının emilmesini istemiyor.
O zaman devam “SARI ÖKÜZ” le…
ÇOK YAŞA SEN “SARI ÖKÜZ”