Hüseyin Akçar yazdı...

Sivrihisar’da geçtiğimiz belediye seçimleri, kent yönetiminde köklü değişikliklere yol açtı. Seçim sonuçlarının ardından, kentteki kültürel faaliyetlerin sorumluluğunu üstlenen Sivrihisar Müstafi Kültür Müdürü, seçimi kaybetmiş olmanın getirdiği hazımsızlıkla yüzleşmek durumunda kaldı. Aslında bu yüzleşmek için seçimin sonuçlanmasını bile bekleyemedi diyebiliriz. Çünkü seçimlere 3 gün kala istifa dilekçesini bir önceki belediye başkanına imzalatma gafletinde bulundu. Hatta bütün haklarının da ödeneceği garantisini alarak. 74 yıl sonra kazanılan seçim, sadece belediye yönetiminin değil, aynı zamanda kültür müdürlüğünün geleceğini de etkiledi.

Müstafi Kültür Müdürü, seçimlerde yenilgiye uğramanın getirdiği duygusal yükü bu aralar derinden hissediyor olmalı ki, hazımsızlık tavan yapmış durumda. Bu durum haliyle onun geçmişteki çalışmalarına dair bir sorgulama sürecini de beraberinde getiriyor. Seçimlerin ardından yaşanan bu hazımsızlık, çoğu zaman bir kaybın kişisel bir yetersizlik olarak algılanmasından kaynaklanır. Sivrihisar’ın müstafi Kültür Müdürü için bu süreç, kendisini değerli hissetme arayışını ve geçmişteki katkılarının yeterliliğini sorgulama döneminin muhasebesini oluşturuyor. Müstafi müdür, bu sorgulama dönemini manipülatif birtakım  haberleri sosyal medya mecralarında yaymakla geçiştiriyor. Müstafi müdürün yaşadığı hazımsızlıklar, dezenformasyonun en açık halini bizlere göstermekte. Aslında kendisi hakkında başlatılan İçişleri Bakanlığı soruşturmaları, suç duyuruları ve usulsüzlüklere dair incelemeler bir an olsun düşünceli davranmasını sağlaması gerekirken; böylesine manipülatif haberlerin yayılmasında öncülük yapmak müstafi müdürün kendisiyle ilgili hedef saptırmanın ne denli yollarını aradığını bizlere göstermektedir.

Bu tür hazımsızlıklar, genellikle başarısızlıkla yüzleşme ve yeni duruma adapte olma sürecinde yaşanır.

Bu kadar hazımsızlık ve oluşan korkunun temel nedeni ne olabilir? Tahmin etmek zor olmayacak. Şöyle ki;

Yıllardır yapılan bir festivalin verilerini yok etmek, Balıkdamı Kuş Cennetine dair projenin hafızasını silmeye çalışmak, Sivrihisar’ı tanıtma derneği adı altında kurulan bir dernek üzerinden para sirkülasyonu sağlamak ve belediye ile ticari ilişkiye - ihalelere sokmak, kadın kooperatifi adı altında kurulan kooperatifin sadece adında kadının izlerinin olduğunu görmek ve buna benzer birden fazla usule - hukuka aykırılık hazımsızlık ve korkunun temel nedenlerini oluşturuyor diyebiliriz.

Seçim sonuçları ve allanan pullanan projelerin altından çıkan pis kokular bundan sonrası için müstafi kültür müdürünün işini ve toplumdaki yerini yeniden değerlendirmesine neden olmuş durumda.

Müstafi kültür müdürünün yaşadığı bu süreç, yerel siyasetin ve kişisel hırsların, bir toplumun kültürel yapısını nasıl şekillendirebileceğinin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. Sivrihisar, her ne kadar tarih boyunca pek çok fırtına atlatmış olsa da, bu seçim sonrası yaşanan hazımsızlık uzun süre unutulmayacak gibi görünüyor.