Türkiye'de yeni bir kesim ortaya çıktı bilmem duydunuz mu?
Ev gençleri...
İstatistiklere de yansımış durumda...
Bu yılın ikinci çeyreğinde yani nisan, mayıs, haziranda 12 milyon 38 bin kişi olan 15-24 yaş grubundaki nüfus, üçüncü çeyrekte yani temmuz, ağustos, eylülde 11 milyon 974 bin kişiye inerken “ne eğitimde ne istihdamda olan genç nüfus” ise 2 milyon 736 binden 3 milyon 249 bine kişiye yükseldi.
Ne eğitimde ne istihdamda olanların toplam genç nüfusa oranı yüzde 22,7’den yüzde 27,1’e çıktı.
Hasılı...
Çalışma hayatında olmayan, mesleğiyle bir staj veya buna benzer bir uğraş edinmeyen, lise sonrası ise bir üniversiteye gitmeyen, üniversite mezunuysa bir yüksek lisans eğitimi almayan, hiçbir iş yapmadan evde zaman geçiren bir gençlik oluştu.
Artık iş aramayı da bırakmış bu gençler gerçekten zorlu bir sürecin parçası olmaya aday...
Özellikle pandemi döneminden sonra sayılarının arttığı görülen bu gençler, toplum açısından da sorun olmaya aday bir kitleyi teşkil ediyor.
Gençler, eğitimlilerse asgari ücretle bir işte çalışmayı kendilerine yakıştıramazken, fazla efor sarf edecekleri işlerden de uzak durmaya gayret ediyorlar.
Aileler de bundan önemli bir faktör...
Kimileri çocuklarını işe kıyamıyor, kimileri ise alacakları maaşların düşüklüğünden yakınıp, harçlık verdikleri çocuklarının geleceğinden çalıyorlar.
Halihazırda ülkemizde yaklaşık 1,2 milyon üniversite eğitimi almış işsiz genç olduğu öngörülüyor. Üniversite eğitim almayı sürdüren yaklaşık 8 milyon genç var. Türkiye'nin bir önemli sorunu da eğitimin planlaması...
Planlamasız bölümler, işsizler ordusu yaratıyor..
Ekonimi de istihdam yaratamayınca sonuç ortada...
Hem iş beğenmeyen eğitimli işsizler ordusu hem de ailelerinin ekonomisine bağımlı ev gençleri...
Ne iş yaparım ne de çalışırım...
Uzmanlar Türkiye'nin ev genci sayısında Avrupa’da birinci, dünyada ise ikinci sırada olduğunu ifade ediyor.
Sayılarının artmasında teknoloji bağımlılığının önemli bir etken olduğu düşünülüyor. Yüz yüze iletişim sıkıntısı da diyebiliriz.
Tabi gençlerin yetiştirilme tarzı, gelecekten beklentileri de ev genci sayısının artmasına yol açıyor.
Düşünceleri ve hayat pritikleri farklı olsa da sosyologların üzerinde uzlaştıkları konu ailelerin erken yaşlardan itibaren çocuklarına sorumluluk vermelerinin son derece önemli olduğu...
Liseden mezun, üniversiteyi kazanmış bir gencin çalışması, eğitim masraflarına katkıda bulunması çok önemli...
Ev gençliğinin önüne geçilebilicek ilk adım belki de bu.
Bu konuda araştırma yapan akademisyenlerin birleştiği nokta, bir üniversite mezunu genç 2 yıl içinde iş bulamazsa istihdam sorunu derinleşiyor.
Çünkü edindiği bilgiler eskiyor.
Asgari ücrete mahkum emek dünyasında ileride yerlerini alacak bu gençler için söylenebilecek en önemli söz, 'sorumluluk almaları ve iş hayatının bir tarafında var olmaları'...
Ev gençliği sorunu büyümeye devam ederse başta ebeveynler olmak üzere ülkenin geleceği açısından da önemli bir sorun teşkil edecek...
Yaşam pritiği de öyle değil mi?
Sorumsuz insanı kimse sevmez...
Öyle değil mi?