Arabesk-fantezi müzik Türkiye’de bir döneme damgasını vurmuş; milyonları peşinden sürüklemiş yasaklanacak kadar yaşanmışlıkları biriktirmiştir.
Ferdi Tayfur ise dönemin en parlak yıldızlarından biridir. Ama onu herkesten ayıran farklar vardır:
1- Arabeskçilerin bazıları yazar, bazıları söyler, bazıları besteler; Ferdi Tayfur yazar, besteler, çalar, söyler ama en çok hissettirir ve buruk bir umut vadettirir.
2- Arabeskçiler biraz kavga, az da olsa kibir, çokça rekabet ve fazlaca ben derken; Ferdi Tayfur tüm şöhretine rağmen tevazu sahibi, en büyük rakibi Orhan Gencebay için “Rakip olmak benim ne haddime o benim abimdir, bizden önce başlamıştır” diyecek kadar saygılıdır. Rekabet etmez, kavgayı sevmez, şöhretine rağmen kibrine yenik düşmez.
3-Arabeskçiler dev orkestraları, abartılı kıyafetleri, coşkun duyguları ile görünür olma kaygısı taşırken; Ferdi Tayfur bağlaması, mütevazi kadrosu, halktan görünümü ve zaman zaman kendi konserini sahneden izleyecek kadar sıradanlığıyla müziğini görünür kılmıştır.
4-Ferdi Tayfur yaşayamadıklarına değil yaşadıklarına bir sitem iken; arabeskçiler yaşayamadıklarına isyan halindedir.
5-Arabesk acıdan; Ferdi Tayfur ağrıdan bahseder. Acı anlık bir şiddetli dışa vuruma sebep olurken; ağrı kabullenilmiş ve sürece yayılmış kronikliktir.
6-Arabeskçiler kitlelerinin taşkınlığını kontrol etmekte yaşadıkları sıkıntılarla sık sık gündemi işgal ederken; Ferdi Tayfur tek bir sözü ile on binlerce sevenini bir adım geriye ve yerine oturtacak kadar kitlesine hakimdir.
7-Ferdi Tayfur müziğini; halk müziği, gazel, folklorik unsurlar üzerine kurup kökleriyle dev bir gövdeye uçsuz bucaksız dallara yapraklara ve engin bir gölgeye ulaştırmıştır. Arabeskçiler alışılageldik bir yoldan hep birlikte yürümüş gövdeler, dallar, yapraklar ve gölgeler edinmişlerdir.