Yıllar önce Eskişehir denince akla gelen üç beş şeyden birisi de lületaşıydı… Pek çok kullanım alanı olmasına rağmen çoğumuz hediyelik eşya olarak biliriz, görürüz…
Lületaşının yer altındaki yolculuğu zorludur. Aslında yer üstündeki yolculuğu da hayli zorludur! Özellikle Eskişehir’de…
Böylesine bir değerimiz var. Ama ne yapacağımızı bir türlü bilememişiz. Zaman zaman yön vermeye çalışanlar olmuş ama çok başarılı olunamamış.
Vali, lületaşı müzesi açmış. İyi niyetli bir girişim kuşkusuz… Ama Merkez PTT yanındaki Yunusemre Kültür ve Sanat Merkezi’nin dördüncü katına…
Yarışmalar var, festivaller var…
İktidarlar değişmiş, yetkili kimseler gelip gitmiş ama lületaşı hep ilgisiz kalmış. Aslında lületaşının kaderi bu! Yıllar yıllar önce de işleyemediğimiz için Avrupa’ya gitmiş lületaşı… Viyana Taşı olarak bilinmiş bi ara! Ne kadar acı…
Ustaları azalmış… Sahteleri yapılmış…
Lületaşı pipodan nice hediyelik eşyalara yönelmişiz…
Çoğu kişisel girişim denebilir. Bugün hala devlet eliyle desteklenmiyor. Bakanlık nezdinde bir girişim yok. Önce Türkiye, ardından dünyaya tanıtmak için ciddi bir girişim yok.
Son yıllarda iki kişi var. Lületaşının kaderini değiştirmek isteyen… İlki 2004-2014 arasında belediye başkanlığı yapan Burhan Sakallı… Sakallı, Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nı yaparak lületaşı ustalarını bir araya getirdi.
O dönem bu girişimin değeri pek anlaşılmadı ama bugün turistlerin ilk uğradığı yer oldu. Ustalar ve işletme sahipleri bir araya gelince daha güçlü oldular. Satış imkanı daha iyi oldu. Seçenek çoğaldı.
Bir dükkandan alınmasa yan dükkandan mutlaka alınıyor lületaşı…
Ve sahtecilikle mücadele edildi. Alçıdan lületaşı yapılıyor ve ayırt etmek çok zor. Sadece ücreti üzerinden fark edebilirsiniz. Gerçek lületaşı o kadar ucuz değil!
Elimizde her şekle giren, dilediğimizi yapabileceğimiz bir taş var ama biz pek bir şey yapamıyoruz.
Lületaşı için ikinci isim 2014’ten sonra görevi devralan Kazım Kurt…
Festival yapılıyor. Her türlü olumsuz şartlara rağmen Lületaşı Festivali yapılıyor ve bu kıymetin bilinmesi için çaba harcanıyor. Sadece bilinmesi için değil tabi, yaşaması için de…
Tüm bunların ötesinde bir şey yapmalı. Bir kere tüm kentin ve kurumların içinde olacağı bir organizasyon… Ve mutlaka Ankara destekli…
Zoru başardık aslında… Lületaşını bugünlere getirdik. Bundan sonra az bir işimiz kaldı. Eskişehir’in onu da başaracağına inanıyorum.
Beyaz Altın’a hak ettiği değeri verelim… Turizm kentine bu yakışır…