Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, her konuştuğunda yeni bir polemiğin adeta pimini çekiyor.
Bildiğiniz gibi Nebati, damat Berat Albayrak'ın gözdesi olarak bakanlık koltuğuna oturmuştu.
2018-2021 yıllarında Hazine ve Maliye Bakan Yardımcılığı görevini üstlenen Nebati, Aralık 2021'de Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bakan olarak atandı.
Nebati ilk önce gözlerindeki ışıltıyla gündem olmuştu hatırlayacağınız üzere...
Geçen yıl bir televizyon programda ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Nebati, kur korumalı TL vadeli mevduat hesabına ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, "Rakam veremeyeceğim. Rakamlar çok çok iyi. Gözlerime bakar mısınız? Ne görüyorsunuz? Ne görüyorsunuz gözlerimde? Ekonomi rakam işi, ekonomi temenni işi, ekonomi güven işi, ekonomi istikrar işi , ekonomi beklenti işi, ekonomi gözlerdeki ışıltıdır. Benim gözlerimdeki ışıltıyı arkadaşlarım görüyor. Ben insanım. Bakın biz makini değiliz. Ben buraya sıkıntılı bir şekilde gelsem böyle enerjik bir şekilde konuşabilir miyim?" demişti.
Ve olanlar olmuştu.
Kendi partisinden bazı milletvekilleri ve bakanlar dahil Nebati ile adeta dalga geçmişti.
Sosyal medya değim yerindeyse yıkılmıştı...
Bütçe görüşmelerinde konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Bütçemiz bittiğinde Sayın Maliye Bakanımıza gidiyoruz. Gözlerine bakıyoruz. Gözlerinde ışıltı varsa talebimizi iletiyoruz. Gözlerinde ışıltı yoksa sayın bakanımız bugün gidelim yarın gelelim diyoruz” ifadelerini kullandı.
Gözlerdeki ışıltı sürekli alay konusu anlayacağınız...
Yine gündem olmayı başardı Bakan Nebati.
Bu defa farklı.
Emekçi kesime bakışını yansıtan bir açıklamayla kamuoyunun tepkisine neden oldu Bakan Nebati.
Ne dedi?
"Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir."
Buradan Nebati'nin, çalışan kesimi fakir, fukara olarak gördüğü anlaşılırken, bu kesime verilen zammı da sadaka diye nitelendiriyor...
Nebati, bir taraftan asgari ücretli, emekli ve memurların yoksulluğunu kabul ediyor, diğer taraftan da hakları olan zamma sadaka muamelesi yapıyor.
İşte böylesine sakat düşünceye sahip bir insana teslim edilmiş ülke ekonomisi ve krizden başını kaldıramayan, çalışanların yoksulluğa mahkum edildiği bir Türkiye manzarası...
Söyledikleri bununla kaldı mı peki Nebati'nin?
Tabii ki hayır...
Bir gazetecinin Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemede kadınlarda 48, erkeklerde ise 50 yaş şartı getirilip getirilmeyeceğine ilişkin sorusunu da tebessüm ederek, dalga geçer gibi "EYT, EYT mi?" diyerek geçiştirmeye çalıştı.
İşte yurttaşa reva görülen muamele bu.
Çalışana, emekliye, memura, işçiye verilen zammı sadaka olarak gören, EYT'lilerin sorunlarını görmezden gelmeye çalışan bir zihniyet...
Yazık.
Ülke olarak bunu hak etmediğimizi düşünüyorum.
Ya siz?