Siyasi arenaya hızlı giren Hatipoğlu, kısacık siyasi yaşamına bir sürü olayı sıkıştırmayı başardı. Tebrik ediyoruz.

Başlı başına adaylığı ile ilgili konuşmalar sürerken; İYİ Parti’de yapılan ön seçimi nasıl birinci olarak kazandığı konusu bile partililerde yoğun bir tartışmaya sebep olmuştu. Fakat partililerden çok fazla ses yükselmemişti. Daha doğrusu Yükselememişti. İYİ Parti’nin ikinci sıra milletvekili adayı Özlem Ayrancı’nın süreçte saf dışı bırakılması, dönemin üçüncü sıra milletvekili adayı ve şu anda İYİ Parti Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olarak gösterilen Melih Aydın ile verilen boy boy fotoğraflarla sanki partide sadece iki adayın olduğunun lanse edilmesi Hatipoğlu’nun partiyi ne derece kendi himayesine almaya çalıştığını ve o dönem içinde de aldığını Eskişehir’lilere göstermişti.

Hatipoğlu tarafından ilmik ilmik işlenen süreç, dün itibariyle final yaptı. Nasıl mı?

Planın birinci kısmı, kendisine göre başarıyla tamamlanmıştı. Yani “Şap” diye milletvekili olundu. Ön seçime girildi. Sonuç,  birinci sıra milletvekili adaylığı ve akabinde Eskişehir İYİ Parti milletvekilliği. Bunların nasıl bir anda olduğunu bütün Türkiye biliyor, onun için detaya girmeye gerek yok.

14 Mayıs sonrasında kısa bir sessizlik hakim oldu. Akabinde bu sefer planın ikinci kısmı devreye sokuldu. O da “Cumhur” ittifakıyla, partisinin yerel seçimlerde ittifaka girilmesi söylemi. Partisinin kurmaylarına inat, “Cumhur” ittifakıyla ‘bir arada olmalıyız’ söylemi Eskişehir’de ve Türkiye’de yankı uyandırdı. Bir dönem bu konu tartışılır hale geldi.

Sonrasında da sıra geldi Yılmaz Büyükerşen’e sataşmaya. Baktı ki “Cumhur”du, ittifaktı tutmadı. En iyisi Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığına dil uzatayım. Oradan prim yaparım diye düşündü. Başladı Hoca üzerinden kurban kesmeye. Ağzı alınmayacak laflar söylendi. Tartışıldı. Partisini bile zor durumda bıraktı. Şu anda aday olan Emine Edizgil ve Melih Aydın arkasında durmak zorunda kaldı. Beraber basına karşı pozlar verildi. Sonra ne oldu? Sonuç ortada;  bıraktı ve gitti.

Edizgil - Aydın ve Ulucan kaldı mı ateş topuyla!

·         İYİ Parti’yi karıştırdı;

            Sıra AKP’de..

Hatipoğlu, İYİ Parti’yi karıştırdı ve gitti. Bu şekilde yaparsa ülke gündemine oturacaktı. Oturmaz mı? Tam göbeğine oturdu.

AKP, bu fırsatı kaçırır mı? Hemen oyuna dahil oldu. Aslında belki başından beri düşünülen bir plandı bu durum. Çünkü; herkes Nebi Hatipoğlu’nun AKP’den aday olmasını bekliyordu. Ama AKP’de akılcı davrandı tabii; hem kendi milletvekili adaylarını küstürmedi hem de dışarıdan bir tane daha “Gölge Vekil Adayı” oluşturdu. Sonuç; mükemmel.

Genel Seçimlerde elde ettiği başarısızlığın üstünü bu şekilde örtmüş oldu.

Süreç içerisinde gelişen olaylar sonrasında 02 Ağustos’ta kaleme aldığım yazımda “Hatipoğlu’nun Rozetini Erdoğan Takar” demiştim. Dün itibariyle; rozet, Erdoğan tarafından takıldı.

Rozet töreni sonrasında Hatipoğlu, yaptığı konuşmada niyetinin en başından itibaren AKP’den aday olmak istediğini de açıkladı.  İşte bu cümleler bütün planı bizlere açıkça gösterdi. Yani 14 Mayıs öncesi menfaat, İYİ Parti’yi işaret ediyordu. Bugün de AKP’yi işaret etti. Ya da AKP’ye giden yolun İYİ Parti’den geçmesi gerekiyordu. Bu durumda bilinmez ki yarının ne getireceği.

Ayrıca belirtmeliyim ki; İYİ Parti’den istifa eden Hatipoğlu’nu; bütün AKP’liler sevinçle ve zafer naralarıyla “Hoşgeldiniz” diye karşıladı.

Umarım sevinçleri kursaklarında kalmaz.

Çünkü bilmiyorlar ki; İYİ Parti’yi Karıştıran Hatipoğlu, AKP’ye Neler Yapmaz .