AK Parti, tarihinin en kritik seçimine gidiyor. Elbette ülkemizde… Gerçi güzel ülkemizde ‘kritik’ olmayan seçim mi var!
İktidar Partisi’nde bunun bilincinde olanlar var. Gördüğüm kadarıyla sayıları çok az. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan mahalle sorumlusuna kadar teşkilatın çoğu nasıl bir seçime gittiğinin farkında değil! Farkındaysa da gereğini yapmıyor ya da yapamıyor!
AK Parti kadroları memlekete çok hizmet etti. Fakat içinde bulunduğumuz ekonomik durum nedeniyle şu an için bunları kimsenin gözü görmüyor! Kısa vadede de halkın satın alma gücünün artacağına dair pek umut yok.
AK Parti’nin şu an için millete hizmet anlamında vereceği çok şey yok. Maddi durum nedeniyle… O zaman yapacağı tek bir şey var; gönüllere girmek! Bir nevi manevi olarak hizmet!
Bir örnekle açıklayayım.
Efsane İl Emniyet Müdürümüz T. Savaş Yücel’den döneminden hatırlıyorum. Polisleri fedakarca çalışır, zor olayları çözerdi. Yücel de onlara tatlı ısmarlardı. Bolulu Hasan Usta’da, Sütiş’te, Polisevi’nde… Bazen de 3310 olarak telsizi eline alır “Aslanlarım, yiğitlerim gözlerinizden öpüyorum” diye duygulu bir konuşma yapardı.
Sonra dönüp bize “Bu iş tatlıyla, tatlı sözle olmaz. Tatlı falan bi yere kadar. Bu adamların özlük haklarının düzelmesi gerekir ” derdi.
Yücel’in o sırada elinden gelen buydu! Tatlı sözler ve tatlıyla gönül almak…
AK Parti’nin şu anki durumuna benzerlik gösteriyor.
AK Parti’nin yapması gerekenlerden biri bu. Tatlı dil, toplumu kucaklama… O da parayla değil ya! Fakat bunu nedense şu ana kadar göremedik. Partinin çeşitli kademelerinde aksine davranışlar gözlemliyoruz.
AK Partililer bırakın ‘kendinden olmayanı’ kucaklamayı, tatlı dille gönlünü almayı kendi aralarında kavga ediyor. Birbirlerini suçluyor, dışlıyor ve günün sonunda oyundan düşürüyor. Hepsi için demiyorum elbette koskoca teşkilat. Murat Özcan gibi ‘bir kişi bir kişidir’ diyenler de var. Metin Tezişçi gibi ‘her şey bir kişi için’ diyenler de var.
Ama bir de Gençlik Kolları’ndaki henüz çözemediğimiz kavga var! İl Gençlik Kolları Başkanı Musab Tayyip Altınkaynak’ın ‘anlaşamadığı, performansını beğenmediği’ Odunpazarı Gençlik Kolları Başkanı Yasin Sarı’yı görevinden uzaklaştırması var.
Düğün günü istenen istifa, balayında görevden uzaklaştırma yazısı falan…
İnsan ‘noluyor kardeşim ne bu tantana’ demeden edemiyor. Yasin Sarı Olayı partiyi derinden etkiledi. Gençliği mi, efendiliği mi, samimiyeti mi bilmiyorum ama AK Parti’de buna benzer olaylar yaşandı. Hiçbiri bu kadar konuşulmadı.
Tacettin Sarıoğlu’nun yerine son anda Murat Canözer aday yapıldı. İbrahim Yılmaz Kaynarca bir gecede gitti yerine Hasan Tuç geldi. 7 Haziran’da vekil olan Salih Koca, 1 Kasım’da yerini Harun Karacan’a bıraktı. Süleyman Reyhan yerel seçim sonrası istifa ettirildi. Coşkun Şengün’ler ve daha neler neler…
Birebir olmasa da benzer olaylar… Dediğim gibi hiçbiri Yasin Sarı Olayı kadar vicdanları kanatmadı. Teşkilattan ve ekibinden onlarca destek açıklaması… Pek görülmüş şey değil… AK Parti’de gidenin arkasından sessizce üzülürdü insanlar! Ya da watsap’tan mesaj atardı. Canı yanan insanlar Yasin Sarı Olayı’nda alenen belli etti düşüncelerini…
Yasin Sarı Olayı baştan sona yanlışlarla dolu. Bir oyun kıymetli olduğu bir dönemde 70-80 genci ve onların liderini küstürmek ne kadar doğru?
Ben Yasin Sarı’nın bu şehirde siyaset yapmaya devam edeceğini düşünüyorum. Aynı şeyi Musab Tayyip Altınkaynak için söyleyemem! Evet, belki canını sıkan birinden kurtuldu ama artık siyaset yapması daha zor. Partisinde ikna etmesi gereken yüzlerce kişi var. Bu ortamda gücünü, enerjisini ve teşkilatını böylesi boş işlere mi harcamalıydı?
Pek çok kişi adını bu olayla duydu!
Önümüzdeki günlerde bunu hep beraber yaşayacağız. Yasin Sarı’nın hatası ise yayınladığı istifa mektubuydu. Gemileri yakıp gitmeseydi iyiydi… Neyse daha genç, yeni bir gemi inşa edebilir.