CHP Kongresinin üstünden 4 koca gün geçti. Tahmin ettiğimiz gibi bu kongre süreci ve ortaya çıkan sonuçlar Eskişehir’de CHP’ye gönül vermiş insanların vicdanında büyük bir soru işareti oluşturdu.
Bu soru işaretine sebep olan pek çok gelişme var lakin Ahmet Ataç başta olmak üzere CHP’nin önemli isimlerini kurultay delegeliğinde saf dışı bırakmak yakışıksız oldu. Recep Taşel’i destekleyen delegelere dağıtılan özel bir anahtar liste ile bunun yapılması ise açıklanması güç bir hayal kırıklığı oldu.
Gerçi bunları zaten yazdık, konuştuk ve hemen herkes biliyor. Ben bugün herkesin bilmediği, bilenlerin de işine gelmeyen bir şekilde konuştukları, kamuoyuna eksik ya da yanlış bir şekilde yansıttıkları bir konuyu paylaşmak istiyorum.
Sinan Özkar ve İlker Özokçu’nun İl Başkanlığı için yarıştıkları ve Özkar’ın 1 oy ile İl Başkanı olduğu kongreyi, çünkü o kongreden sonra da “Kurultay Delegeliği” gündemde tartışma yaratmış. Aynı oyu alan Büyükerşen ve Ataç isimlerinden Büyükerşen çekilen kura ile delege olmuştu. Ama ayrıntısını bilmeyenler bunu farklı, yanlış hatta bana göre özellikle eksik bırakıyor anlatıyor.
Bu yazacaklarımı o dönem partide yönetici olan, partinin kurmayı olarak sayabileceğimiz pek çok kişi net bir şekilde biliyor. O dönem il başkanı seçilen ve kurayı çeken isimde bugün Taşel’i destekleyen Sinan Özkar’dı.
2015’in Aralık ayı CHP son yılların en çekişmeli kongrelerinden birine tanık oldu.
Kongrede Odunpazarı’nın adayı Sinan Özkar, Tepebaşı’nın adayı İlker Özokçu yarıştı.
295 oy alan Özkar, sadece 1 oy farkla 294 oy alan Özokçu’ya karşı İl Başkanı seçildi.
Kurultay Delegeliği için sayılan oylar da ise başka bir ilginçlik yaşandı.
Aynı sayıda oy alan Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç’tan sadece birisi Kurultay Delegesi olabilecekti.
(Hatırlatmakta fayda var ki o dönem Büyükerşen ve Ataç arasında hissedilir bir soğukluk vardı)
Ahmet Ataç sadece bir ismin delege olabileceğini duyunca bugün pek çok kişinin şahit olduğu ama bazılarının neden ise hiç dile getirmek istediği bir netlik ile Yılmaz Hoca Büyükşehir Belediye Başkanımız onun delege olmaması büyük ayıp olur, ben hakkımdan feragat ediyorum, hoca varken bizim delege olmamız yakışık almaz dedi.
Ancak kural gereği feragat edilemiyor ve mecburen hâkim huzurunda kura çekilmesi gerekiyordu. Bunun da bir çaresi bulundu. Belki ufak bir danışıklı dövüş durumu olsa da herkesi memnun edecek bir yöntem geliştirildi.
Kurayı çekecek olan Sinan Özkar çekeceği kağıtların hangisinde Ataç hangisinde Büyükerşen isminin olduğunu biliyordu. Böylece kura sonucu gibi olsa da Ataç feragat ederek yazılı olmayan centilmenlik kurallarının gereğini yaptı…
Bunu bizzat yaşamadım ama yaşayan, şahit olan pek çok kişiden o dönemde bolca dinledim. Bugünlerde o süreci eksik ya da yanlış anlatarak hem basını hem de kamuoyunu yanıltan partilileri ve geçtiğimiz Pazar günü yapılan yanlışı bununla savunmaya kalkanları görünce bilmeyenler için detaylıca yazmak gerekti.
Kongreden sonra Eskişehir’de siyasi süreç farklılaşacak demiştik. Bu bir temenni değil tespitti. Bağıra bağıra gelen bir gerçeği gördüğümüz için kimilerinin dikkate almak istemediği bir uyarıydı.
Ne yazık ki bugün şehirde iktidar olan bir partinin bu meselelerle uğraştığını görmek eminim CHP’ye oy veren, gönül veren ama örgütten sayılmayan pek çok kişiyi derinden üzüyordur.
Büyükerşen ile Ataç’ın herhangi bir konuda hemfikir olmalarından kaygı duyanlar, panikleyenler ve Hoca çok büyük lokma ya diye arka kapıdan dolaşıp Ataç ismi üzerinden yeni bir operasyon yapmak isteyenler olduğunu da mesleki sezilerimle hissedebiliyorum.
Ne diyelim inşallah bazıları, bugün yapılan eksik ya da hataları geçmiş süreçlerde yapılanlar ile eksik ya da yanlı anlatımlarla savunma çabası yerine özeleştiri yapma olgunluğunu gösterirler ve partiye rahat bir nefes aldırırlar.
Zira zaman hızla geçiyor… Parti seçiminden daha önemli olan ise Genel ve Yerel seçim … Bunun içinde ayrışmış bir 600 kişiye değil, 600 Bin seçmene ulaşmak gerekir.