Belediye başkan adaylarının sosyal medya hesapları sıkıntı veriyor. Hepsi olmasa da çoğu böyle diyebilirim. Yeni Facebook sayfası açanlar mı dersiniz, Twiter’da takipçi sayısını yükseltmeye çalışana mı ararsınız… Instagram’a ne koyacağını bilemeyenler… Ne ararsanız var! Etkiden uzaklar, samimiyetin zerresi yok, etkileşim hak getire… Son dönemde yeni bir alışkanlık türedi! Bulaşıcı hastalık gibi de yayılıyor… Vefat etmiş isimlerin anılması meselesi… Kim olduğu, ne iş yaptığı, adayla ya da kitlesiyle ilgili mi değil mi buna bakılmıyor. Aday, daha önce hiç söz konusu ismi anmış mı? Bunun da önemi yok… Hesabı yöneten arkadaşlar sabah kalkıyor, google’ı açıyor “Bugün kim ölmüş” yazıp enter’a basıyor. Sanatçı, bilim adamı, bazı politikacılar… Artık o gün Allah kimin canını aldıysa… Gerisi biraz özlem, biraz rahmet okuma… Rahmet okuma hem ölene hem de kampanyaya, iletişim bilimine ve sosyal medyanın ruhuna…
Sazak’ı tebrik ediyorum
MHP Milletvekili Metin Nurullah Sazak, “Cumhur İttifakı daha da büyüyecek. Namuslu sosyal demokratlarda Cumhur İttifakı’nın içinde yer alacak” dedi. Bu sözlerin ‘yanlış’ anlaşılacağı ortada… Öyle de oldu… Cumhur İttifakı içinde olmayan sosyal demokratlar namussuz mu sorusu soruldu! Soruyu soranlardan biri de Sonhaber’den Ayhan Aydıner’di. Aydıner’e açıklama gönderen Sazak, “Dinin, imanın ve namusun kimde olduğunu bilecek yetenekte biri olduğumu iddia etmiyorum. Bilebildiğim tek şey kendini bilen vatanını seven insanların bir arada olması için birliğe davetten öte bir anlam çıkarmamanız gereken konuşmamı, namussuz sosyal demokratların ittifaka girmemesi anlamını çıkarmışsınız. Benim direkt olarak karşıma aldığım grup bölücü, hain, bunların destekleyicisi ve bunlardan menfaat uman gafillerdir. Bunlara her türlü kötü anlam ifade eden söz, tavır ve davranışı benimser, bunun dışında dini ve ırkı ne olursa olsun hiçbir insanımıza yanlış kötü bir anlam ifade içeren sözü söylemek, ima etmek haddime değildir. Bu benim itikadı inancıma uymaz. Bu anlamı çıkaran namuslu, haysiyetli alınan kişilerden özür diler, saygılarımı sunarım” dedi. Yanlış anlaşılmayı düzelten Sazak’a duyarlı davranışı nedeniyle teşekkür ediyorum.
ESES’e destek, Eskişehir’e zarar!
AK Parti milletvekilleri Nabi Avcı, Emine Nur Günay ile CHP milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü, Spor Bakanı’nı ziyaret edip ESES’e destek istediler. Düşünce güzel, girişim yerinde ama eksik! Eskişehir’in yedi vekili var. Hatta Ankara Milletvekili BBP Lideri Mustafa Destici ile sekiz vekil. Üstelik böyle bir lobi çalışması sadece vekillerle olmaz. Belediye başkanları, oda başkanları, rektörler hatta hatırı sayılır iş adamları da gruba dahil edilmeli. Yine Fethi Heper, İsmail Arca gibi isimler de heyette olsa fena olmazmış. Bu kadar ‘büyütmeye’ gerek var mı demeyin. O kadar büyütmeliyiz, aksi halde sonuç almak zor. ESES’e destek ararken Eskişehir’i güçsüz göstermemeliyiz.
Kurt’a, Sallarel eleştirisi bitmiyor
Bu aralar ne vakit Kazım Kurt’a muhalif bir CHP’li görsem aynı örneği verip aynı şeyi söylüyor. Kurt’un ekip kurmakta başarısız olduğunu ifade ediyor. Meseleyi hemen Akın Sallarel’e getiriyorlar ve “AKP’nin ilçe başkanı belediye başkan adayı oldu. CHP’nin ilçe başkanı nerede? Meclis üyesi yazılmayı bekliyor’ diyorlar. Ve bu durum üzerinden Kurt’a yükleniyorlar… Görünüşe göre muhalifler iyi bir koz yakalamış.
Biraz garip değil mi!
AK Partiler, Yılmaz Büyükerşen’i son yıllarda ‘Projesi yok” diye eleştiriyor. Hatta “Son 10 yılda bi şey yapmadı. 2014 seçimi öncesinde hiç proje açıklamadı. Bir şey vaat etmedi” dediler. Gariplik nerede? AK Parti Büyükşehir Adayı Burhan Sakallı’nın “Projem yok, hayallerim var” cümlesinde…
Hoca’ya açık davet
Pazar günü Sivrihisar’da sucuk festivali var. İlçenin sucuğu meşhur, ülke çapına yayılması için etkinlik düzenleniyor. Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, bu konuda çok gayretli, güzel işler yaptı. Geriye tanıtım işi kaldı. Eskişehir’de tanıtım denince akla Büyükerşen gelir. Hoca, davet aldıysa pazar günü mutlaka Sivrihisar’a bi uğramalı. Kentin bir değerinin bilinmesine katkı sunmalı. Derya Uluğ konserinden daha faydalı olacağını düşünüyorum. Siyaseti böylesi zamanlarda bir kenara bırakmalıyız.