Cihan Yıldırım yazdı...

Yazıişleri Müdürümüz Cihan Yıldırım, Eskişehir’in tek multidisipliner tasarım dergisi X MAG için yazdı. Özgür Can Akdağ sahipliğindeki X MAG beşinci yılını kutluyor.

Cihan Yıldırım’ın ‘Herkes Yazmalı’ başlıklı yazısı şöyle:
Herkes tasarım yapmalı mı? Hayır… Herkes evlenmeli mi? Hayır… Herkes sosyal medya kullanmalı mı? Hayır… Ama herkes yazmalı. Herkes okumalı, bu cümle bir süredir bana biraz eksik geliyor. Evet, okumalı ama en az onun kadar yazmalı da… Belki de beni böyle düşündüren şey 40’lı yaşlara gelmiş olmam. Biriktirmek, kayıt altına almak gibi şeylere daha önem verir hale geldim. Herkes yazmalı derken herkesi kast ediyorum. Yazmak belli bir zümreye bırakılamaz. Baksan Sanayi Sitesi’nde çalışan usta yazmalı… OMM’un rehberi de yazmalı… Eczacı yazmalı, taksici yazmalı, imam yazmalı… Tıp Fakültesi Adli Vaka Arşivi’nde görevli olan yazmalı… Yılmaz Büyükerşen’in şoförü de yazmalı… Gazeteci zaten yazmalı…
Yazma konusunda pek iyi değiliz. Elimizde çok az şey var. Bunu bir iki kere bizzat yaşadım. 100 yıl geri gittiğimizde elimizde pek bir şey olmadığını görüyoruz. Çünkü o dönem kimse yazmamış. Not almamış, veri toplamamış…
Odunpazarı Belediyesi kısa süre önce bu eksikliği gördü ve Eskişehir Strateji Geliştirme Ofisi (ESGO) kurdu. Ve sıfırdan veri toplamaya başladı. Yücel Yenilmez, Eczacı Odası Başkanlığı döneminde ilimizin eczacılık tarihine ışık tutacak bir kaynak çalışması yaptı. Çok kıymetli… Bütün kurumlara örnek olmalı.
Yine aynı doğrultuda İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, Eskişehir’in 100 yıllık sağlık envanterini çıkardı. Yakında basılacak. Çok ciddi ve faydalı eserler…
Sadece kurumlar değil kişiler de yazmalı. Kendi hikayelerini, gelişimlerini, hayallerini… Onu yazarken arka planda çok daha başka şeyleri anlattığını görürüz. Merhum Prof. Dr. Levend Kılıç’ın Avare Adımlarla Eskişehir kitabı buna çok güzel örnektir.
Benim yazıya merakım mesleğe başlamadan önce gelişti. Ortaokulda ismimin yazılı olduğu ajanda hediye edildi. Hoşuma giden güzel sözleri yazmaya başladım. Hala saklıyorum… Sonra günlük yazmaya evrildi. Yaklaşık 10 yıl günlük yazdım… Sadece yazmadım aynı zamanda biriktirdim. Kılıçoğlu Sineması’na gitmişiz… Bileti sakladım ve kiminle gittiğimi üzerine not almışım. Eski bir paso, bir açılış davetiyesi, tebrik kartları, kartvizitler… Günlük yazdığım ajandalarımın arasında duruyor.
2003 yılında gazeteciliğe başladım. Ve yazmak hayatım oldu. Mesleğim biraz hızlı… Dün, bugün ve yarını aynı anda yaşıyoruz. Hep bir koşturmaca, hep yetişme telaşı… O yüzden meslektaşlarım yazmaya pek fırsat bulamıyor. Yazmak sürekli erteleniyor. Ben bunu kırmayı başarmış şanslı kişilerden biriyim. Kolay olmadı elbette… Biraz teşvik, biraz cesaretlendirme ve çokça baskıyla ilk kitabımı yazdım. Osman Köroğlu’nun desteğiyle 2016 yılında mesleki anılarıma yer verdiğim Bir Habersin kitabı çıktı. Ardından Osman B. Cemoğlu ile Efsane Nasıl Doğdu geldi. Eskişehirspor’un kuruluş yıllarına ışık tuttuk. Atatürk Stadı yıkılırken Anılar Yıkılmaz dedik. Stat ile ilgili hatıraları topladım. Son olarak kendi çektiğim fotoğraflardan oluşan ON isimli kitabı hazırladım. Kent hafızasına küçük de olsa katkı sunmak istedim.
Ve beşinci kitabım yolda… Elliye yakın hikaye olacak içinde… Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’den anılar, Prof. Dr. Nabi Avcı’dan anlamlı hikayeler… Halil Ünal’dan Fazıl Say’a, Kazım Kurt’tan Mustafa Birsen’e… Yaklaşık 20 yıldır dinlediğim hikaye, fıkra ve anekdotları bu kitapta topladım.
Yazdıklarım tahminimin ötesinde ilgi gördü. Tekrar yazmam için motive etti. Sadece beni değil, çevremi de heveslendirdi. Bu beni ayrıca mutlu etti. O halde başladığımız gibi bitirelim. Herkes yazmalı…