Cihan Yıldırım yazdı...
Eskişehir’de kentsel dönüşümü kim yapacak, hangi kurum sorumlu? Riskli bina sayısını, öncelikle caddeleri, zemin yapısını ve resmi açıklamaları ortaya koyup sormuştuk: Kim, neyi bekliyor?
Bakanlık mı? Yerel yönetim mi?
Hayli geri dönüş aldım. Gelen bilgi ve paylaşımlar üzerine aslında ‘karmaşık’ bir durum olmadığına karar verdim.
Yasa, yönetmelik, genelge her neyse ilgili olan çok belli… Görevler çok net bir şekilde tanımlanmış. Kafa karışıklığı nereden kaynaklanıyor, bilmiyorum!
Eskişehir’deki son tartışma ‘rezerv alanı’ ile ilgili yaşandı. Bakanlık ve Büyükşehir Belediyesi karşı karşıya geldi…
En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Çünkü ‘sıkıcı’ yazıyı sonuna kadar okumayacak olanlar var! Dönüşüm söz konusu olunca herkes ‘belediye’ diyor…
Öte yandan yetki yok, para yok, arsa yok… Büyükşehir Belediyesi ne yapsın, nasıl yapsın, ne yapabilir? Rezerv alan işte tam da bu yüzden çok kıymetliydi. Eldeki tek imkandı bile denebilir.
Orayı da TOKİ eliyle ‘arsa’ verecekler. Elbette bu da bir hizmet ama çok önem verdiğimiz, acil dediğimiz, akşamdan sabaha mutlaka bir şeyler yapılmalı dediğimiz kentsel dönüşüme bir faydası olmayacak.
Evet, şimdi sıkıcı kısma geçebiliriz!
Kentsel dönüşümde Bakanlık ve belediyelerin görev ve yetkileri neler?
Yürürlükteki yasal düzenlemeler incelendiğinde, belediyelerin yetkilerinin sınırlı olduğu ve büyük ölçüde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetkili kılındığı görülmekte. Belediyelerin yetkileri hayli kısıtlı…
Kentsel dönüşümle ilgili temel yasal dayanaklar şöyle: 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun… 5393 Sayılı Belediye Kanunu… 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu… 3194 Sayılı İmar Kanunu… 2981 Sayılı İmar Affı Kanunu… 775 Sayılı Gecekondu Kanunu ve 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu…
Özeti ise şu şekilde: Kentsel dönüşümde en geniş yetkiler Bakanlık’ta. Belediyelere ise ikincil ve kısıtlı bir rol tanımlanmış.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na olağanüstü geniş yetkiler tanınmış. Bakanlık, doğrudan karar alma ve uygulama yetkisine sahip. Belediyeleri sürece yalnızca belirli sınırlar içinde dahil etmekte.
Bakanlığın riskli alanları belirlemeden kamulaştırma yetkisine, maddi destek ve finans yönetiminden yıkım ve tahliye yetkisine kadar onlarca yetkiye sahip.
Belediyeler yalnızca Bakanlığın yetkilendirdiği ölçüde müdahale edebiliyor.
Belediyelerin yetkisi var ama pek çok kritik noktada nihai karar yine Bakanlığa ait.
Belediyeler, riskli alan ilanı edimiyor. Belediyeler, mülkiyet hakkı ile ilgili zorlayıcı kararlar alamaz. Finansal kaynaklara doğrudan erişimleri sınırlı ve Bakanlık’tan bağımsız hareket edemezler. Hatta Bakanlık, gerekli gördüğü durumda belediyeleri süreçten tamamen dışlayabilir.
Hal böyle olunca kentsel dönüşümde belediyeler asli karar alıcı olamıyor. Daha çok teknik destek sağlayan ve Bakanlığın direktiflerini uygulayan bir konumda…
Yürürlükteki mevzuat, kentsel dönüşüm süreçlerinde merkezi idarenin, özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetkilerini mutlak hale getirmiş.
Belediyeler ise ikincil ve sınırlı yetkilere sahip olup, dönüşüm süreçlerinde bağımsız karar alabilme yeteneğinden yoksun.
Tüm bu bilgiler ışığında iki şey yapılabilir.
Ya Bakanlığı daha fazla sıkıştıracağı… Sorumluluğunu yerine getirmesini isteyeceğiz… Ya da belediyelerin sürece daha etkin katılımını sağlayacak yasal değişikliklerin yapılmasını sağlayacağız.