Ajanda’mda 14 Haziran 2018’de Prof. Dr. Kemal Şenocak’ın Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğüne atandığı yazılı…
Prof. Dr. Kemal Şenocak, şu an rektör değil. YÖK Üyeliği yapıyor. ESOGÜ ile hiç alakası olmayan Kemal Hoca, Eskişehirli de değildi.
Son yıllarda böyle bir ‘moda’ başladı.
Şehirde yaşamamış, kurumun kapısından geçmemiş kimseler rektör olarak atandı. Rektör atanma şartları da değişti. Bu durum iyi mi kötü mü karar veremedim!
Sadece biraz ilginç bulduğumu söylemeliyim…
Tanınmamış, sesi soluğu çıkmayan, sessiz sedasız koltuğa ve kente veda eden rektörler dönemi…
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen de rektördü…
Prof. Dr. Engin Ataç da rektördü…
Prof. Dr. Fevzi Sürmeli de rektördü…
Prof. Dr. Esat Erenoğlu, Prof. Dr. Necat Akdeniz Akgün de rektördü…
İz bıraktılar, güzel hizmetleri oldu…
Akademi’nin ne olduğunu herkese gösterdiler.
Yabancı olan iyi hizmet edemez demiyorum ama fazla sessizler! Bir hocam zamanında bana ‘akademide seçim olmaz’ demişti. Ve beni bu konuda ikna etmişti.
Eskiden rektörler seçimle işbaşına gelirdi. Öğretim üyeleri sandığa gider ve yöneticiyi belirlerdi. En çok oy alanlar önce YÖK’e ardından cumhurbaşkanına gönderilirdi. Genelde de en yüksek oy alan atanırdı.
Bu modelinde sıkıntıları vardı.
Seçim vaat demektir, seçim oy verenle iyi ilişki kurmak demektir…
Akademi’de seçim kimi zaman haksızlık demektir!
ESOGÜ’de tıpçı öğretim üyeleri ağırlıkta… Yani İİBF’den ya da Mühendislik’ten birinin çok oy alması zordu. Bu da kimi zaman haksızlık yaratıyordu.
Rektörlerin özgül ağırlığı vardı.
AÜ Havaalanı’nın hangi yöne uzayacağı tartışmasında Rektör Fevzi Sürmeli’nin tavırları unutulmaz. Fevzi Hoca farklı bazı isteklere “Havacılığın tarihi kanla yazılmıştır” diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koymuştu.
Akademi, özgürlük demektir.
En olmaz fikirler, en çılgın düşünceler Akademi’de hayat bulur, bulması lazım.
Eskiden böyleydi…
Üç üniversitemiz, üç rektörümüz var. Hiç konuşmayan, kentle ilgili hemen hemen hiçbir şey söylemeyen üç rektör… Evden kampüse, kampüsten eve giden üç rektör…
Sanırım inisiyatif alan son rektörümüz Prof. Dr. Naci Gündoğan’dı. Şimdi o da YÖK’te…
Eski rektörler daha hayatın içindeydi, daha renkliydi, daha dirençliydi…