Zengin olmak başka, varlıklı olmak başka şey.

O yüzden şehrimizin pek çok markası, zengin olarak değerlendirebileceğimiz pek çok insanı var ama iş varlık sahibi olmaya gelince o kadar bonkör bir şehir olduğumuzu düşünmüyorum.

Belki maddi güç anlamında yüzlerce satırlık bir listemiz olabilir Eskişehir’de ancak bazında varlıklı diyebileceklerimizin sayısı akılda tutabilecek kadar az.

Başlıkta da belirttiğim gibi ETİ bu listenin başında yer alıyor. Benim gibi nicemizin içselleştirdiği bir marka. Lafın gelişi değil, gerçekten içimizi ısıtan, mutlu eden bir enerjisi var.

Tabi bu hisler durduk yere, dünden bugüne, gökten zembille inmiş değil.

Bu ETİ’nin ticaret kadar, sosyal yönünden, para kazanmak kadar insan kazanmak ve yetiştirmek için yıllardır attığı adımlardan kaynaklanıyor…

Yani ETİ sadece ticarete değil, şehre, bilime, spora, insana da yatırım yapmayı bir kurum kültürü haline getirdi. Bunu da o kadar sade, zarif, göze sokmadan yapıyor ki hepimizi mest ediyor.

Daha 2 gün önce bu varlığına güç katan çok değerli 2 hamlesi daha oldu ETİ’nin.

Şehrimizde mevcut olan 2 ayrı meslek lisesine 24 derslikli 2 ayrı okul, çeşitli atölyeler, spor salonları ve saha tanzimleri yapmak için düğmeye bastı. Kısa süre sonra bunları tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağış olarak devredecek.

Geçtiğimiz aylarda Merhum Gülay Kanatlı adını verip bağışladıkları Ortaokul gibi…

Yakın geçmişte şehre kazandırdıkları ETİ Sosyal Bilimler Lisesi gibi…

Yıllarca atıl duran ve ETİ ile hayat bulan Arkeoloji Müzesi gibi…

Kent Park’ta ziyaretçi akınına uğrayan ETİ Su Altı Dünyası gibi…

Açılması beklenen ETİ Göç müzesi gibi...

Herkesin kör, sağır, dilsizi oynadığı dönemlerde dahi Eskişehirpor’a verdiği ve vermeye devam edeceğine inandığımız destek gibi…

Sarı bisiklet gibi, Gümülcine Camii gibi, bugüne kadar olduğu ve öyle devam edeceğini bildiğimiz gibi…

Belki kelimelerin fiyakasını zengin ile varlıklı arasındaki farkı ayırt edecek özenli seçememişimdir ama derdimi, meramımı anlatabilmişimdir diye düşünüyorum.

Diğerleri diyebileceğimiz onlarca marka, kişi, kurum için tüm iyi niyetimle bir yol tarif ediyorum aslında.

Çünkü ömür kısa, zenginlik ise çok geçici bir makam …

Para harcanır biter, güç elden gider ama varlık harcanmaz, zayi olmaz, sürekli değerlenir.

On binlerce insanın arkanızdan ağladığı bir cenaze töreni, siz öldükten sonra da yaşamaya devam edecek ve torunlarınızın gurur duyacağı bir isim için bence bu yolu ihmal etmeyin…

(Gülay ve Firuz Kanatlı’nın ruhları şad, mekanları cennet olsun)