Yaklaşık 10 yıl önce Cengiz Topel’deki İşçi Bulma binasının yıkılmasıyla ‘kent hafızası’ tartışması yaşandı. Prof. Dr. Orhan Oğuz’un vefatıyla yeniden hatırladım, bir kez daha üzüldüm. İşçi Bulma binasında Anadolu Üniversitesi’nin temeli olan EİTİA kurulmuştu. 1958 yılı… Mutlaka korunması, geleceğe aktarılması gerekirdi. Nereden nereye geldiğimizi gösterir yapıydı… Hayal kurmak için örnek bir binaydı… Maalesef ciddi itirazlara rağmen yıkıldı.
Yine Eskişehirspor’a yarım asır hizmet Atatürk Stadı… Sadece takıma değil pek çoğumuzun kıymetli anılarına da ev sahipliği yaptı. Stadın olduğu alan artık Millet Bahçesi. Kuşkusuz önemli bir hizmet. Kentin en önemli bölgesi yapılaşmaya açılmadı. Öte yandan hafıza yine yok edildi. Alana ne yapılacağı konuşulurken bir öneri gelmişti. Açık tribün tarafından üç beş sıra yıkılmasın. Hem oturma alanı çıkar, hem de eskiden buranın stat olduğu hatırlatılırdı. Güzel öneri kabul görmedi. Yıkıp yerine bambaşka bir yapı yaptığımız yerler de oldu. Süleyman Çakır Lisesi gibi…
Anılara pek saygımız yok. Hatıralara değer vermiyoruz. Kent kültürü adına son derece sıkıntılı bir durum. İyi örnekler de var… Ticaret Odası’nın ETO Müzesi böyle bir örnek… Büyükşehir’in Kent Belleği Müzesi çok kıymetli bir girişim. TÜLOMSAŞ’ın Devrim Müzesi aynı şekilde… Bazı eserler günümüz şartlarına uyarlanabilir, yıkıp yeniden yapmak gerekebilir ama bunu hafızaya zarar vermeden yapmak önemli. Aynı durum kişiler için de geçerli… Birbirinden kıymetli değerlerimizi ‘kayıt altına’ almadan kaybediyoruz. Her geçen gün biraz daha eksiliyoruz. Herkes, tüm kurumlar güçlü hafıza için üzerine düşeni yapmalı.