Hayat elbette mücadeledir. Hangi konumda olursak olalım yaşamak mücadeledir. Yaşayan savaşır… Baksan’daki mobilya ustası da savaşır, Sarar’ın veliahtı Emre Sarar da savaşır… Kanatlı’nın torunu da mücadele eder işsiz bir baba da… Çünkü hayat elbette mücadeledir.
Son zamanlarda bazılarımız için mücadele biraz daha zorlaştı. Giderek dengesi bozulan ekonomiye pandemi koşulları eklendi. İşsizlik artıyor, özellikle genç işsizlik canımızı sıkıyor. İşyerini açamayan, açsa da satış yapamayan esnaf ve tüccarın da sıkıntısı büyük. Bir süre daha bu karamsar ortamın devam edeceğini biliyoruz.
Yine uzun süredir yasaktı, kısıtlamaydı derken ruhsal sıkıntılar da artmaya başladı. Hasta olma korkusu… Geçim endişesi… Yalnızlık bunalımı… Hepimizi yordu, yoruyor… İlk aylar neyse de şu sıralar iyiden iyiye bunaldık.
Havaların da ısınmasıyla manevi yönden iyice zorlanıyoruz. Kötü haberler artmaya başladı. Sosyal medya ‘kötü haber yayma’ mecrasına dönmüş durumda. Birilerine ses olmaya çalışıyoruz ya da siyasi rakibimize zarar vermeye çalışıyoruz.
Amacımız fark etmiyor sonuçta ‘kötü haberleri’ bi şekilde yayıyoruz. Üstelik çok büyük bir hızla ve geri dönüşü mümkün olmayan bi şekilde… Bu haberlerin kime ulaştığını bilmiyoruz, daha da önemlisi kimde nasıl bir etki yapacağını hesap edemeyiz. İşte o yüzden ‘kötülüğü yaymayın, umutsuzluğu artırmayın, intiharları paylaşmayın, endişeyi körüklemeyin’ diyorum. Umutlu olduğumuz, umut olduğumuz bir mayıs ayı diliyorum.