Eskişehir’de eksikliğini hissettiğimiz konuların başında lobimizin güçlü oymayışı gelir. Hiç yok denemez ama Kayseri, Gaziantep, Trabzon gibi kentlerle kıyaslandığında yok hükmündedir. O kadar uzağa gitmeyelim. Komşularımız Afyonkarahisar, Kütahya ve Bilecik de bu konuda bizden çok güçlüdürler. Bu durumun nedeni ne? Yılmaz Hoca’nın yıllardır belediye başkanı olması mı? AK Partili isimlerin Hoca’ya çeşitli nedenlerle yanaşamaması mı?
Nabi Hoca 2011 yılında kente geldiği zaman ‘Hocaların Savaşı’ başlıkları için ‘Hocalar savaşmaz, konuşur’ demişti. Evet, hocalar savaşmadı ama konuşmadı da! Bir AK Partili vekilin Yılmaz Hoca’yı ziyaret ettiğini görmedik! Partililerin kendi aralarındaki ayrışmalar da cabası… İçeride birlik yok, dışarı da var mı? Maalesef yok… Bir işimizin çözümü için yönetici, iş adamı, akademisyen, STK temsilcisi, atanmış, seçilmiş bir otobüse atlayıp Ankara’ya gittik mi? Hayır!
Eskişehir bu manada bir abinin eksikliğini hep hissetti. Lobimiz güçlü olmayınca isteklerimiz Sivrihisar’dan öteye geçemedi. Sesimizi duyuramadık. Bu dağınık yapı Ankara’nın işine geldi. Eskişehir bırakın yeni kazanımları ‘vur ensesine al lokmasını’ kıvamına geldi. Bölge müdürlükleri kaybettik. Rektörler bile dışarıdan atanır oldu. Yüzlerce profesör arasından AÜ ve ESOGÜ’yü yönetecek hocamız yok mu?
Gelenler yönetemedi demiyorum ama kendi hocalarımıza haksızlık yapıyoruz diyorum. 40 kilometre yolu yaptıramaz hale geldik. TÜLOMSAŞ gitti… Sessiz sedasız… Lobi olsaydı gitmezdi! Nereye gitti diyeceksiniz. Sözü fazla uzatmadan sizi konunun uzmanı Avukat Mehmet Ektaş’ın yazısıyla başbaşa bırakıyorum.