Anayasanın 116’ncı maddesi uyarınca TBMM genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin cumhurbaşkanı kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.

Kafalarda yer alan sorular ortadan kalktı. Seçimler 14 Mayıs’ta yapılacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi için ise 2. Tur tarihi 28 Mayıs olarak belirlenmiş oldu.


Tarihlerin açıklanmasından sonra sırasıyla milletvekilliği aday adaylığı için başvuruların başlaması; akabinde yerleşim yerlerinin durumları oy kullanmada önemli hale geldi.

Her seçimde yerleşim yerlerinin oy kullanılacak yere taşınması gündeme gelir. Seçim takvimi içerisinde bir tarih belirlenir ve bu tarihe kadar oy kullanılacak gün kişi nerede olacaksa oraya yerleşim yeri taşıma işlemi gerçekleştirilir.


Ama bu sefer durum farklı.

Çünkü 11 ili etkileyen deprem felaketi bütün insanların doğal olarak yerini değiştirdi ve hayatımızda çok acı bir tablo oluşmasına sebebiyet verdi. Bunu düşünecek durumda değiliz belki ama depremden etkilenen vatandaşlarımızın da oy kullanma hakkını düşünmek zorundayız. Ya da onlar bunu düşünüyor olabilir. Ne de olsa oy kullanma bir vatandaşlık görevi.

Dün bir mahalle muhtarımla sohbet ederken; adres taşıma işlerinin yoğunluğunun nasıl olduğunu sordum. Kendisi, yoğun bir taşıma ve kayıt yapma işleminin olduğunu söyledi. Ancak deprem bölgesinden gelenlerin tereddütlü olduğunu dile getirdi. Bunun sebebini sorduğumda, kendilerine kaymakamlıktan bir bilginin aktarıldığını ve bu bilginin kendilerini korkuttuğunu söyledi.

Neydi bu bilgi?


Bu bilgi; depremden etkilenen kişilerin ikametgahlarını bulunduğu yere taşıdıkları taktirde devletin kendilerine sağladığı yardım imkanlarının ortadan kalkacağı yönündeydi. Muhtarım bunu söylediğinde şaşırdım. Nasıl olur dedim? Buna yönelik Resmi Gazetede yayınlanmış karar var. Bu safsata bilgiye nasıl itibar edilir. Kaymakamlık ile kendisinin görüşüp görüşmediğini sordum. Kaymakamlık ile görüştüğünü ve oradaki memurun da bu yardımın ortadan kalkacağı noktasında bir beyanat verdiğini söyledi. Yalan yanlış bilgiler ile insanların nasıl korkutulduğunu görüyoruz.


Oysaki depremden etkilenen yurttaşlarımızın oy kullanmak için adreslerini taşımaları sonucunda aldıkları yardım ve diğer haklarının kaybolacağına dair iddialar tamamen hukuksuzdur. Bu konuda 10 Mart tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi de depremden etkilenen vatandaşların haklarının kaybolmayacağını belirtmektedir.


Kaymakamlıktaki memurların söz konusu Kararnameden haberleri yok mu? İnsanların psikolojilerinin bozuk olduğunu bile bile neden bu kişileri ekonomik kaygının eşiğine sürüklüyorlar?

17 Mart Perşembe gününe kadar söz konusu adres taşıma işlemleri tamamlanmalı. Bu süre çoğu kişi tarafından da bilinmiyor. Kısa bir zaman dilimi tanınmış.


Bir de sistemin çalışmadığını , e devletten yapılan başvuruların aksaklık sebebiyle yapılamadığı da cabası..


SÜRENİN UZATILMASI ŞART.

17 Mart sonrasında da adres taşıma işlemi pekala yapılabilir. Ama işlemler daha da zora sokulacak bir silsileye bürünecek gibi. 17 Mart’tan sonra adres değişikliği için YSK’nın açıklayacağı takvime göre seçmen kütüklerinin askıda olduğu süre içerisinde nüfus müdürlüklerinde kayıt yaptırıldıktan sonra seçim kuruluna başvurulması süreci başlıyor.

E- devletten çok kolay bir şekilde yapılırken farklı bir durum ve süreç ortaya çıkıyor.

Sistem burada bile çalışmazken, ya da aksaklıklar sebebiyle insanlar yerleşim yerlerini değiştiremezlerken, o dönemde nasıl çalışacak?



Ne yapılmak isteniyor?


İnsanların oy hakkı ellerinden alınmaya mı çalışılıyor?


Bir an önce sistemin düzeltilmesi için yetkililer ile görüşülmeli ve bu süre içerisinde etkin bir şekilde işlemlerin yapılması sağlanmalı.