Dünkü yazımda yaklaşık bir buçuk yıldır görevde olan CHP İl Başkanı Recep Taşel’i yazmıştım. Taşel’in başarısız bir il başkanı olduğunu ve görevi bırakmasının partinin önünü açacağını ifade ettim.
Kırsal ilçelerdeki sorunlardan bahsettim. Hoca ve Ataç ile olan ilişkilerin sağlıklı olmadığını yazdım.
Doğru yanlış, haklı haksız… Fikirlerimi belirttim.
Sosyal demokrat bir partinin il başkanı olan Taşel ne yaptı?
Her gün eleştirdiği iktidar gibi davrandı! Verecek cevap olmayınca gazeteciye ‘satılık’ dersin olur biter.
Recep Taşel de öyle yaptı ve bana twitter’dan “Cihan’ı tanırım, iyi bir insan, kalemi güçlü bir gazetecidir. Ancak; bir yazdığı yazı, diğer yazdığını tutmaz ve sık sık savrulur. Muhafazakar düşünceyi, o mahalledeki ilişkileri iyi bilir. Sosyal demokratları anlatılan kadar yazar. Savrulmaları ekmek parası içindir, biliriz!” böyle bir cevap verdi.
Evet, iddiaları yalanlamak ya da yanıtlamak yerine hatta belki “Evet, biraz sorun var ama üstesinden geleceğiz” demek yerine ‘ekmek parası, savrulma, satılık kalem” olaylarına girdi.
Ama öyle kolay değil!
Recep Taşel işin kolayına kaçtı. Aklı sıra ömrünü bir iki ay daha uzatacak!
Taşel’e bir sorum olacak ama önce iki tarih vereceğim sizlere…
CHP’nin kongre sürecinde 2 Eylül Gazetesi’nde de köşe yazıyordum. 16 Kasım 2019’da “Recep Abi Formülü” başlıklı yazım şöyle…
“CHP’ye il başkanı arıyoruz! Bazı kriterler var şüphesiz... Ama en önemlisi üç belediye başkanı ile uyumlu olması... Büyükerşen’e saygıda kusur etmemiş ve etmeyecek, kimseden korkmadan çekinmeden Ahmet Ataç’a hakkını teslim edecek ve Kazım Kurt ile yol yürüyecek bir isim olmalı. Aklıma ilk gelen kişi Recep Taşel oldu. Recep Abi Formülü... Kendisi ne düşünüyor bilmiyorum ama üzerinde düşünmeye değer gibi... Sonuçta ‘uzaylı’ değil artık... Partiye çok emeği var, gündeme hakim, tabanla ve tavanla aynı gün bir araya gelebilen bir isim...”
Taşel ve Özel Kalem Müdürlüğü’nden teşekkürler aldığım bir yazı oldu bu…
Recep Abi’nin daha ismi cismi yok piyasalarda… Hakkındaki ilk yazı bu…
Sonrasında Hoca ve Ataç’ın sıcak bakmadığını öğrendim. Ama Taşel’in ‘doğru isim’ olduğunu düşündüğüm için destek yazılarına devam ettim. Nereden bilelim kongre film çevireceklerini!
Canlı yayınlara davet ettim…
Taşel seçildi ertesi gün yani 24 Şubat 2020 Pazartesi günü dijital gazetemiz “Eskişehir’de yeni dönem” manşetiyle çıktı. Taşel’e olan güveni ve yapacağı değişimi simgeliyordu…
Süreç içinde son altı ayı saymazsak böyle yazı, yorum ve yayınlar oldu…
Recep Taşel lehine…
Sonra işler karıştı, Recep Abi yönetemedi. Bu onun kişiliğiyle ilgili değildi. Herkes siyasette başarılı olacak diye bir kural yok. Kendisini oraya getirenler onu harcamış oldu! Yani kendisini eleştirenlere değil kendisine bu kötülüğü yapanlara sert çıkmalı.
Şimdi gelelim Recep Abi’ye sorumuza…
Recep Abi beni o günlerde kaça satın almıştın? Kaç para ödedin de ben bu yazıları yazdım, yorumları yaptım? Kongre süreci ya da başkanlık dönemin aramızda ne gibi maddi bir alışveriş oldu?
Ekmek parası, savrulmalar derken ne demek istedin?
Lütfen açıkla… Aksi takdirde bana bir özür borçlusun. Ben sana iyilik yapıyorum abicim! Senin için de eziyete dönüşen makamı terk et diyorum. Dost tavsiyesi yani…
Hadi bitirirken bir tavsiye daha… Sürekli Özel Kalem’de takılma! Bak orada Ali Kalkan da var. Paraya pek önem vermeyen, paranın her şeyi çözmeyeceğini bilen Kalkan ile de ara sıra otur çay iç…
Ve lütfen giderek adaşına benzeme!
Kaç paraya satıldım?
Cihan Yıldırım
Yorumlar (1)