Eskişehir denince akla gelen madenlerden… Ne yazık ki Avrupa’da Viyana Taşı olarak biliniyor!
Eskişehir’den çıkarılıp Avrupa’ya götürülen ve orada işlenip satışa sunulduğu için Viyana Taşı olmuş!
Yazıya hızlı bir giriş yaptım… Bu konuda biraz kızgın ve üzgünüm o yüzden…
En iyisi Ajanda’ya dönelim…
Mayıs 1925…
Eskişehir Lületaşı Madeni Türk Anonim Şirketi kuruldu.
Uzun yıllar ihmal edilen, geliştirilmeyen, çağa ayak uydurulmayan bir alan lületaşı…
Son yıllarda ‘ustası yetişmiyor’ serzenişleri var. Sektör, sahtecilikle de mücadele ediyor. Alçıdan yapılan eserler var. Ve ikisi arasındaki farkı biz fanilerin anlaması çok zor. Sadece fiyat farkından anlaşılabilir.
Lületaşı çok ucuz olmaz, olamaz!
Son yıllarda olumlu gelişmeler yaşandı.
En başında Burhan Sakallı’nın Odunpazarı Belediye Başkanlığı döneminde Atlıhan Çarşısı’nı kurması… Evet, bu çarşı en kıymetli değerlerimizden olan lületaşını yeniden gündeme getirdi.
Ustalar bu çarşıda toplandı. Misafirler buraya yönlendirildi ve sektör ayağa kalktı.
Ve ustalar yetişti, eskiye oranla daha çoklar. Eserlere yenilik geldi. Harika hediyelik eşyalar yapıldı.
Eskiden festivaller yapılmış.
Bazı valiler çok uğraşmış ama istediği sonucu ne yazık ki alamamış.
Bir zamanlar Belediyemizin logosunda bile varmış. Lületaşından yapılmış pipo… Tütün kullanımını çağrıştırdığı gerekçesiyle logodan çıkarılmış.
Son dönemde yine Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, sektörü ayakta tutmaya çalışıyor.
Eskişehir Lületaşı Müzesi var… Kurşunlu Külliyesi içindeki müzede yarışmalarda derece elde eden eserler sergileniyor.
Eskişehir denilince akla gelen ilk simgelerden biri lületaşı ancak bunu dünyaya yeteri kadar anlatamadık. Oysa dünya rezervlerinin büyük bölümü de Eskişehir’de…
Birkaç gün önce bir ustanın, lületaşını yediğini gördüm. Çok sağlıklı diyordu! Belki de reklamını böyle yapabiliriz!
Tıpkı termal su kaynaklarımız gibi bu nadide taşı da yeteri kadar değerlendiremedik. Umut verici gelişmeler var ama çok yavaş ilerliyoruz.
Zamanında üniversitede lületaşına özel bölüm açılması önerilmişti. Belki bu öneri yeniden düşünülmeli…