‘Halkçı Başkan’ olarak tanıdığımız Kazım Başkan, ikinci döneminde farklı tavırlar sergiliyor. Örnekleri daha önce yazdığım için tekrar etmeyeceğim. Ama şu kadarını yazalım… Birileri Halkçı Başkan’a tarihin gördüğü en büyük krizde instagramdan sanatçılarla yayın yaptırdı. Kötü bir şey demiyorum. Elbette morale de ihtiyaç var. Kurt sadece bunu yapmakla yetindi. Başkan kısmı tamam ama halk kısmı eksik kaldı! Kurt ikinci döneminde kimin ya da kimlerin eline düştüyse yanlışlar devam ediyor. Siyaseten ve halkla ilişkiler anlamında yanlışlar bunlar… Son aylarda Kurt’un ‘belirli günler’ mesajları çok ilginç bir şekilde yayınlanıyor. Halkçı Belediye Başkanı değil de popülerlik peşinde koşan yeni isim yapmış sanatçı gibi… Tüm bu PR çalışmaları bana Deniz Baykal Ricky Martin’li CHP Kurultayını hatırlatıyor. Belli ki bu görselleri, metinleri ve mesajları hazırlayanlar Kurt’u tanımıyor. Bu hızla giderlerse Kurt’un halkla olan son bağını da koparmış olacaklar.
Zihni Çalışkan hiç heveslenmesin!
AK Partili bir grup arkadaşla oturuyorum. Birden vekil listesi yapmaya başladılar. Durduk yere, ortada hiçbir şey yokken, sırf can sıkıntısından… Listeyi 10 dakikada yaptılar ve üzerinde anlaşma sağladılar. Sonra bana dönüp “Zihni Çalışkan hiç heveslenmesin” dediler. Liste nasıl mı? Birinci sıra Ankara’dan geliyor. İkinci sıra MKYK Üyesi Burhan Sakallı… Üçüncü sıra Özlem Yalçın… Dördüncü sıra Zihni Çalışkan! Liste böyle gidiyordu… Ben bi ara “Hakan Çizmelioğlu ne olacak” dedim. Zihni Çalışkan’ı devreden çıkardıklarına göre il başkanı yaparlar herhalde dediler…
Murat Hoca, Büyükşehir’e mi?
AK Partililer’in büyükşehir adayı konuşmaları başladı. Şunun şurasında 2024’e ne kaldı? Burhan Sakallı’dan Celalettin Kesikbaş’a pek çok kişinin ismi geçiyor… Öte yandan son günlerde Washington Büyükelçimiz Murat Mercan’ın ismi de sohbetlere dahil oluyor. AK Parti’nin kurucularından olan Murat Hoca, siyasi tecrübesiyle zirvede. Yapmadığı iş, gelmediği makam kalmadı. Çevresi var, deneyimi var… Kariyeri zaten vardı. Ama Tokyo ve Washington büyükelçilikleri de eklendi. Eskişehir’i desen karış karış biliyor. 2024’e kadar büyükelçilik görevi devam eder. Sonrasında Eskişehir’e döner ve Cumhur İttifakı Büyükşehir Adayı olur deniyor.
CHP’li başkanları nasıl bilirsiniz!
AK Parti için son yıllarda yapılan en büyük eleştirilerden biri de medyayı kontrol altına alması. Kendi medyasını oluşturması ve muhalif olanların sesini kesmesi. Bunun için elindeki tüm imkanları kullanması tepki topluyor. Yani iktidar, bir kesim ‘nefes almasına’ izin vermiyor. Eskişehir’de CHP’li belediyeler var. Onları nasıl bilirsiniz! Bırakın muhalif kesime ilan ve reklam vermeyi ‘kendine yakın olanlara’ bile neler yapıyorlar… Büyükşehir’i burada konunun dışında tutmak istiyorum. Hoca siyasi kin ve nefretle hareket pek etmiyor. Ama Odunpazarı ve Tepebaşı’nda olan biteni George Orwell görseydi Hayvan Çiftliği’ni daha sert yazardı! Meselenin tam içinde olduğum için ve tarafı almadığım için rahat rahat yazıyorum. Allah Kurt ve Ataç’ın eline düşürmesin! Bakın ‘beğenmedikleri’ AK Partili Hasan Burgaz bayramda seyranda ayrım yapmadan ilan veriyor. Çok bi şey değil ama eldeki imkanlara göre veriyor işte… Ama Odunpazarı ve Tepebaşı’nın bazı sitelere bitmeyen öfkesini de biliyorum ben. Ne yaptı bu arkadaşlar? Sanırsın Atatürk’ü öldürdü! İki başkanda da eleştiriye zerre tahammül kalmamış. Sağlıklı değil elbette… Demem o ki kimse göründüğü kadar kötü, yine kimse göründüğü kadar iyi değil.
Bu pazar seçim olsa…
AK Parti’nin Eskişehir’de zayıf halkalarından biri de Odunpazarı. Önceki dönem Volkan Doğan ile mutlu sona çok yaklaşan AK Parti, bu dönem varlık gösteremiyor. İyi bir insan ve avukat olan Ali Acar, politikayı başaramadı. Acar’ın boş bıraktığı alanları Zihni Çalışkan doldurmaya çalışıyor. Hatta bazen il başkanlığını unutup ilçe başkanı gibi cami, mahalle, esnaf geziyor… AK Parti Odunpazarı’nda ne yapacak? Aslında yükselen bir isim var. Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal… Emirdağlı Köksal, pandeminin parlayan yıldızlarından biri… İktidarı biraz kızdırmış olabilir ama sağlıkçılar ve halk arasında “oturduğu koltuğun hakkını verdi” deniyor. İmajı iyi yani… Valla şöyle bi bakıyorum politikaya da çok uzak değil. Bu pazar seçim olsa Köksal’ı Cumhur İttifakı adayı görebiliriz. Görürsek hiç şaşırmam…