Ayşe Kaytan Uçak yazdı...
Anadolu Üniversitesi’nin rektörlük koltuğuna neden oturtulduğunu bilmediğimiz adamların neden gönderildiğini merak ediyoruz.
1924 yılında Eskişehir’de dünyaya geldi. 1969 yılında Eskişehir milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Prof. Dr. Orhan Oğuz’dan söz ediyorum. Anadolu Üniversitesi’nin temelini atan kişiydi.
***
1962 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinin ilk mezunları arasında yer aldı. Sonra hoca oldu. Eskişehir İktisadi ve İdari İlimler Akademisi Başkanlığına seçildi. Başkanlık süresinin bitimi olan 1980 yılında yapılan seçimlerle yeniden Akademi Başkanlığına seçildi.1982 yılında Yükseköğretim Kanunu ile üniversitelerin yeniden düzenlenmesini takiben, Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü’ne getirildi. Anadolu Üniversitesi’ni kuran isim Yılmaz Büyükerşen’di.
***
Büyükerşen görevi bıraktıktan sonra yerine Engin Ataç geldi. Ataç, 1955 yılında Eskişehir Yunusemre İlkokulunu bitirdi. 1962 yılında Eskişehir Maarif Kolejinden mezun oldu. Lisansını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat bölümünde tamamladı. Daha sonra Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde akademik çalışmalarına başladı. Anadolu Üniversitesi'nde rektör yardımcılığı görevinde bulundu. Güzel Sanatlar Fakültesi dekanlığı yaptı.1997 yılında Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne seçildi.
***
Fevzi Sürmeli; Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nden mezun oldu. 1972'de asistan olarak göreve başladı.1977'de Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi'nden master diplomasını aldı. 1985 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Eğitim Planlama ve Koordinatörlüğü, Sivil Havacılık Yüksekokulu Kurucu Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Anadolu Üniversitesi'nde rektör yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra, 2005-2009 yılları arasında Anadolu Üniversitesi'nde rektör olarak görev yaptı.
Naci Gündoğan: Akademik hayatına Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak başladı. Yüksek lisansını, doktorasını Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamladı. Anadolu’da rektör yardımcılığı yaptı. Daha sonra rektör oldu.
Yukarda saydığım dört isim Anadolu Üniversitesi’nin kurumsal hafızası ya da onun taşıyıcısıydılar. Ya öğrencisi, ya hocası, ya da kurucusuydu. Hepsi Anadolu Üniversitesi’nin ne demek olduğunu, nasıl öğrenciler yetiştirmesi gerektiğini, Eskişehir ile üniversitenin nasıl entegre edileceğini biliyordular. Birbirleri ile ilişkileri tartışılsa da, kent ve üniversite konusunda hepsi vizyon sahibiydi. Eskişehir öğrenci kenti olarak anılıyorsa bu kurumsal hafızanın katkısı yadsınamaz.
***
Sonra ne mi oldu?
Şafak Ertan Çomaklı geldi. Eskişehir ve Anadolu Üniversitesi ile ilgili en ufak bir öngörüsü olmadığını yaptığı işlerden anlıyorduk. Tüm kampüsü kameralar ile donattı.
Rektörden ziyade MİT mensubu gibi hareket etti. Anadolu Üniversitesi’ni komaya sokan adamdır. Ve o toraman adam birden bire sağlığını gerekçe göstererek istifa etti.
Sonra Fuat Erdal geldi. Sessizdi… “Gelene ağam, gidene paşam” diyordu ancak üniversite ve eğitimle ilgili hiçbir şey demiyordu. Fotoğraflarda mahcup bir tebessümle çıkıyordu karşımıza. Kazasız belasız gitmekten başka bir amacı yoktu. Bir kaza sonucu istifa etti.
Şimdi herkes “neden istifa etti” diye merak ediyor. Asıl sorulması gereken soru ise hem Şafaklı’nın hem de Erdal’ın, neden Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne getirildiğidir. Bu sorunun cevabını verirsek, neden gittiklerini cevaplamaya bile gerek duymayacağımızı biliyorum.