Son yıllarda Eskişehir ilçelerini değerlendirirken Sivrihisar’ı ayrı bir yere koyuyoruz. Bir ilçeden daha farklı, daha özel, daha sempatik bir gözle bakıyoruz.
Sivrihisar deyince Klasik kırsal ilçe tasavvurundan daha sıyrılmış bir algı, bir beklenti ve marka değeri var.
Sivrihisar yüzyıllardır yapılamayanı yaparak 5 sene içinde Nasrettin Hoca’yı sahiplendi. Bilimsel olarak kanıtlamayı başardı ve Uluslararası bir festival geleneğini oturttu.
Sucuk Festivali ile yıllardır kendini ifade etmekte zorlanan Sivrihisar Dövme Sucuğunu ülke genelinde aranan ve talep edilen bir marka değerine kavuşturdu.
İnanç turizmi için çok kıymetli ve önemli miraslarını günyüzüne çıkarmakla birlikte, Türkiye’nin en özel açık hava heykel müzesini hayata geçirdi.
Tescilli yöre lezzetleri, kıyafetleri, ilerleyen günlerde müze olarak hizmet verecek Kilim envanteri, kültür merkezi ve söz uçar yazı kalır diyerek özenle kültürümüze kazandırılmış yayınlar, kitaplar ve bilimsel çalışmaların altını ayrıca çizmek lazım.
Elbette Sivrihisar’da yaşanan bu değişim ve markalaşma durduk yere, tesadüfen, bilinçsizce olmadı.
Sivrihisar’ın yeri değişmedi, üstüne kırmızı kar yağmadı, gizli bir güç Sivrihisar’ı Google’da ilk sıraya yazdırmadı.
2014 yılında Sivrihisar Belediyesi’nde Hamid Yüzügüllü ile başlayan değişim ilçenin o güne kadar ki makûs talihini değiştiren bir milat oldu diye düşünüyorum.
Yüzügüllü’nün siyaset yerine hizmet edelim şiarı ile herkese dokunan doğallığı, doğru ve istikrarlı bir şekilde yol yürüdüğü ekibi, bilimsel çalışmalara verdiği öncelik ve memleket aidiyeti ile gösterdiği azim bu başarıyı kaçınılmaz kıldı.
Biliyorum ki günümüzde sürekli göç veren, üretimin azaldığı, beklentilerin değiştiği kırsal bölgelerde bir marka yaratmak çok zordur.
Nüfus daha yaşlıdır, ticaret rutindir, yenilik için harekete geçildiğinde destekten çok köstek görürsün, küçük yerin dedikodusu, kısır çekişmeleri enerjini alır gider ve yaptığın her işe 1-0 geriden başlarsın.
O yüzden harekete geçme riski yerine genellikle böyle gelmiş, böyle gitsin diyen zihniyetler koltuklarında geçirdiği süreyi kar sayarlar.
Sivrihisar’da da tahmin ediyorum ki bu değişim böyle sancılı oldu. İlçe merkezinde pop müziğin önemli isimleri konserler verirken yadırgayanlar şimdiler de o konserleri bekler, ister oldu.
Yıllardır adres belli olsun diye dükkân açanların mesaileri uzadı, ticaret imkanı arttı.
Hayatı dört duvar içinde geçen kadınlar meslek edinmeye, dükkân açmaya, para kazanmaya başladı.
Köyler daha çok şey istemeye, beklemeye ve eleştirmeye başladı.
Ve emin olun bunlar ilçe bütçesiyle yapılacak, başarılacak şeyler değil.
Yüzügüllü belli ki hem km hem de iletişim olarak Ankara’ya yakın olmanın avantajı, çeşitli destek, hibe, teşvik projelerine hâkimiyeti ile tüm bakanlık kapılarını fazlaca aşındırdı.
Şimdi ise Sivrihisar geleceğini bacası tüten bir Sanayi ile garantiye almak adına önemli bir iş başardı.
Sivrihisar OSB’de tüm bürokratik süreçler tamamlandı, altyapı çalışmaları için kazma vuruldu ve 1 sene sonra arsa tahsislerine başlanacak. Bu çok değerli bir gelişme. Üstelik il bazında alamadığımız sanayi teşviklerinin ilçe bazına indirgenip alınması ve yatırımcılar için çok cazip hale gelmesi de an meselesi.
Marifet iltifata tabiidir diye düşünüyor ve Yüzügüllü ile ekibi kutluyorum.
Sivrihisar ile başlayan, Çifteler ile devam edecek olan bu değişim ve markalaşma süreci umarım şehrin tamamına ilham verir.