Cihan Yıldırım yazdı...

Gurbetin Başkenti… Hatta “Eskişehir’in en büyük ilçesi” desek pek itiraz eden olmaz sanırım… Yaklaşık 120 yıl önce Emirdağ’ın, Eskişehir’e bağlanmak için girişim yaptığını biliyoruz.
Eskişehir’deki başkanların yarısı Emirdağlı… Cesur, girişken ve çalışkan insanlar…
Sanayiden gastronomiye, turizmden şehirciliğe… Emirdağ her gittiğimde beni şaşırtıyor. Nasıl oldu bilmiyorum ama yılda iki üç kez gider oldum.
Öyle 5-10 yılda bir gidip şaşırsak anlayacağım ama yılda iki kez gidip şaşırmak normal değil!
Emirdağ her yönüyle atılım halinde…
En başta sanayi olarak… İki yıl önce gittiğimde Belediye Başkanı Serkan Koyuncu’nun sanayi yatırımı anlamında dediklerinin birer birer gerçekleştiğini gördüm. Patates işini o zaman söylemişti, gerçek olmuş.
Bu gidişimde de Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Kalender, yumurta üzerine yatırımlardan bahsetti. Tatil beldelerine yumurtalar Emirdağ’dan, hem de soyulmuş olarak gidecek.
Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal’ın daveti üzerine gittiğimiz Emirdağ’da, göreve 20 gün önce başlayan Mehmet Emin Kalender’i de ziyaret ettik. Eskişehir’de de görev yapan Kalender, ilçeye ve belediyeye kısa sürede hakim olmuş.
Heyecanlı ve motivasyonu yüksek…
Emirdağ Kültür Evi’ni birlikte gezdik. Yaşı 40’ın üzerinde olanlar için harika bir yolculuk… Tam bir hazine… O kadar kıymetli eşyalar var ki… Zaman olsa hepsiyle tek tek ilgilenmek isterdim. Burası yaşayan bir Kültür Evi…
Kadınların bir araya geldiği, onlara ayrılmış odalar var. Odanın biri 1980’li yıllarda kalmış gibiydi… Emirdağ’ın zengini kültürü hissetmek mümkün. Evet, görmek değil burada hissediyorsunuz.
Podyum bile var… Yöresel kıyafetleri giyip platformda poz verip yürüyebiliyorsunuz…
Bir yandan acıkmaya başladık… Yumurtalı pide ve güveç hayali kuruyoruz. Yemek hayalimizin sonu sürpriz sonlu…
Emirdağ’ın yaz nüfusunun 200-250 bine çıktığını ifade eden Kalender, su mevzusu açılınca “Su bulduk, çok tatlı bir su… Gerekli girişimleri yaptık. Yakında paketleyip satışa sunacağız. Emirdağ’ın kendi markasıyla suyu olacak” dedi.
Dağsu olan isim önerimiz için ‘güzelmiş ama daha iyi bi fikrimiz var’ dedi…
Bazı mobilya dükkanlarında ‘yurt dışı teslimat’ gibi şeyler yazılıydı. Ne olduğunu sordum… Brüksel’de mobilya çok pahalıymış. Emirdağ’dan alıyorlar, bir hafta içinde Brüksel’deki eve teslim ediliyormuş.
Ailesinin tüm fertlerinin Brüksel’de olduğunu söyleyen bir Emirdağlı, “Onlar değil ben gurbetteyim. Vakit buldukça onlara ziyarete gidiyorum” diyerek ‘gurbet’ algımızı değiştirdi.
Zürih Pastanesi’nde denk geldiğimiz bir başkası ise pahalılıktan şikayet ettikten sonra “Et orada dört avro. Belçika’dan gelirken bana getiriyorlar” dedi. Çikolata, elektronik alet falan tamam ama et iddialı olmuş dedim…
Sonraki gelişimizde Adaçalı Millet Bahçesi’ni görmeye karar verdik.
10 yıl önce Emirdağ’a geldiğimde “Emirdağ’ın Bediüzzamanı’da meşhur olmalı” diye yazmıştım. Said Nursi’nin burada 16 yılı geçiyor. Önemli eserlerini burada yazıyor. Kültür Evi’nde ona ait bir oda ayrıldığını gördüm.
Belediye İş Merkezi, ilçeye farklı bir hava katmış. Koyuncu bir sözünü daha tutmuş. Otopark sorunu devam ediyor. Yayalaştırma çalışmaları son hız… Otogara büyük bir AVM geliyor. Eskişehir esnafı için kötü olabilir!
İlçeye artan ilgi konaklama sorununu beraberinde getirmiş.
Belediye, Amorium Otel’i kazandırmış ilçeye… Beş yıldızlı görünümünde üç yıldızlı güzel bir otel… En üst katındaki et restoranın bir nolu masası Emirdağ’ın en güzel manzarasına sahip… Fiyatları ise çok uygun… En önemlisi de otelin başında yıllarını sektöre vermiş Evren Karagöz var. Kıbrıs’tan gelmiş… Hem otel hem de Karagöz Emirdağ için şans…
Otelin 20 gün içinde yüzde 100 doluluk oranına ulaşmasına ne dersiniz? Amorium Otel, Emirdağ’a gitmek için bir neden daha sunuyor bize… 
Taş Konak’a doğru ilerlerken gördüğümüz inşaatın da otel olacağını öğreniyoruz. Taş Konak, belediyenin sosyal tesisi… Salaş bi pideci, meşhur güveçci hayal ederken burada yemek yiyeceğimizi öğrenmek biraz şaşırttı!
İki gün önce Yavuz Donat’ın ağırlandığı masada kaderimize razı olarak beklemeye başladık… Meşhur dolgulu köfte geldi… Hiç yememiştim. Enfes bi lezzet… Valla o kadar gidip geldik kimse de teklif etmemişti! Yapımı zor sanırım… Emirdağ’a gelirseniz mutlaka tadına bakın. Yakında Taş Konak’ta servis edilecek…
Belediye yumurtalı pide, dolgulu kötfte ve güveç gibi marka olmuş yiyecekleri için coğrafi işaret belgesi de almış.
Saatin 14.00 olduğunu görünce ‘bize müsaade’ dedik. En kısa sürede gelmek üzere… Arabaya doğru yürürken Hasan Hüseyin Köksal’a “Tarkan muamelesi” yapıldığına bir kez daha şahit olduk. Köksal, burada çok meşhur ve seviliyor. Eskişehir’de pek kıymeti bilinmiyor. Özellikle iktidar partisi tarafından… Bunu başka bir yazıya bırakayım.
Koyun yoğurdumuzu alıp yola çıkalım…