Ayşe Kaytan Uçak yazdı...

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici…

Siyaset dünyasında, tahammül sınırlarını zorlayan bir yaranma telaşıyla ilerliyor.

Siyaset dünyasını aştı, belki de uzayda.

Son olarak gündem olan kredi kartı limitine vergi getiren kanun teklifini o kadar canhıraş bir şekilde savundu ki, AK Parti neredeyse “sen bizi savunma” diyerek, Destici’ye yalvaracak pozisyona geldi. 

Nitekim AK Parti, harcanmayan paranın vergisinin alınamayacağı kanaat getirdi ve yasayı çıkarmaktan vazgeçti. 

“750 lira kredi kartı aidatı vermeyen DEM’İ, Yunanistan’ı, Ermenistan’ı savunur” diyerek, bu parayı vermek istemeyen vatandaşları “vatan haini” ilan eden Destici’ye en sert karşılık; "Peki şimdi ne oldu? Bu kararla Cumhurbaşkanımız da mı vatan haini, Yunan, Ermeni ya da başka bir şey oldu” diyen AK Partili Tayyar’dan geldi. 

Bazen iktidarın çevresinde dönmek, iktidarın uydusu olmaya yetmiyor.  

Destici, uzay boşluğunda süzülüyor. 

Destici’nin o vahim çıkışı, siyasetçilere güvenin bu denli örselenmesinin fotoğrafıdır. 

Elbette vatandaş 750 lirayı ödemekle ölmez. 

En azından bu meblağı ödeyebilecekler için çok büyük bir sorun değildi.

Ancak bir siyasi parti lideri için,  iktidara “dur bakayım bu parayı benden niye istiyorsun” diyen vatandaşlara da “vatan haini” demek bu kadar kolay olmamalı.

Mustafa Destici’nin baktığı yer, tam da siyasetçi ile halkın koptuğu noktaya denk geliyor.
 
Günümüz siyasetçilerinin pek çoğu halkın penceresinden bakamıyor, istisnaların kaideyi bozmaması şartıyla.

Pek çok siyasetçi, sürekli olarak söylediği şeyin kendisine ya da partisine ne kazandıracağı yönünde bir içgüdü ile hareket ediyor.

Ve görüyoruz ki son yıllarda siyasetçilerin ve siyasi partilerin kazanımıyla halkın kazanımı aynı doğrultuda ilerlemiyor. 

Yapılan açıklamalar, atılan adımlar bir toplumun ihtiyacı olanın çok ötesinde.

Başka bir denklem için siyaset yapılıyormuş da, halkın bu denkleme ortak olması isteniyormuş gibi. 

Bu siyasette yanlış yapılınca siyasetçi tüm yaptıkları ve ettikleri ile havada asılı kalıyor.

Ayakları yere basmayan siyasetçiler yüzünden, vatandaş yerlerde sürünüyor…