Ayşe Kaytan Uçak yazdı...

Soner Uçak’ın çok önceden dediği gibi “Eskişehirspor’a futbol takımı olarak bakarsanız, futboldan anlamıyorsunuz…” Soner, futboldan anlayanların, Eskişehirspor’un sadece bir futbol takımı olmadığını bileceğini söyler.

Bunu neden hatırlatıyorum.

Şayet, Eskişehirspor’un ne olduğunu bilmezseniz, onun sorunlarını çözmekte mümkün olmayacaktır.

Bir sorunu çözmeniz için o sorunun neye ait olduğunu bilmeniz gerekiyor öyle değil mi?

Sıradan bir futbol takımının sorununu çözmek için atılan her adım, sorunu çözmeye yetmediği gibi Eskişehirspor’u da sıradanlaştırmaktan başka bir işe yaramadı, yaramıyor.

Eskişehirspor’un tek öznesinin, Eskişehirspor taraftarı olduğunu görmek zorundayız.

Beklentilerin yüklendiği kişi ve kurumların ötesinde bir yere odaklanamayışımızdan kaynaklı uzunca bir süredir gerçek kahramanı unutmuştuk.

Ayşe Ünlüce’nin yaptığı, o kahramanı yeniden hatırlatmaktan ibaretti.

Küçük bir dokunuşun nasıl da büyük bir reaksiyon yarattığına şahit olduk.

Eskişehir caddelerinde yeniden Es Es ruhu geziniyor.

Şimdilik sadece raylar üstünde.

Yakın zamanda o ruhun göğü deldiği, asfaltı ağlattığını da şahit olacağız gibime geliyor.

O halde, futbol sahada oynanan ise şehirde, her köşe başında dolaşan başka bir şeydir.

Biliyorum çok uzun yıllar aynı sorunların konuşulduğu bir ortamda, yazdıklarım bazıları tarafından “edebiyat yapma” eleştirileri ile karşılanabilir.

Madem uzunca bir vakittir Eskişehirspor’u eski günlerine taşımakla meşgulüz, o Eskişehirspor’un ne olduğu bilmek zorundayız.

Manavgatspor karşılaşması öncesinde yaratılan atmosfer, Eskişehirspor’un ne olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi.

Bitkilerin yeşerebilmesi için toprak ve havaya ihtiyacı vardır.

Eskişehirspor’un da yeşillenebilmesi için Manavgatspor maçı öncesi zemin ve atmosfere ihtiyacı vardı. 

Nitekim gördük.

Yeşillendik…

Ve yineliyorum, gördüğüm bir futbol takımı değildi.

Futbol takımı 11 kişi ile sahaya çıkar, Eskişehirspor 30 bin kişiyle sahadaydı. Yedek kulübesinde 870 bin kişi oturmaktaydı.

Ben mesela, futboldan da anlamam, sevdiğim de pek söylenemez.

Ancak kendiliğinden oluşan başka bir alışkanlığım var; Eskişehirspor ile üzülmek ve Eskişehirspor ile sevinmek.

Sportif değil, sosyolojik belki de biraz psikolojik bir mevzu anlayacağınız.

Amatör ligdeymiş, çok borcu varmış ne gam!

Eskişehirspor taraftarı gibi taraftarın olsun, bir trilyon borcun olsun…