Cihan Yıldırım yazdı...
Cengiz Holding’e ait Eti Bakır AŞ, Eskişehir’de altın-gümüş madenciliği yapmak için harekete geçti. Daha ilk cümlede nasıl ‘tehlikeli’ bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu anladınız sanırım.
Cengiz Holding ve madencilik…
Bu ikisinin yan yana gelmesinden daha sıkıntılı bir durum var. O da daha ilk günden, anlamadan dinlemeden, raporları görmeden yapılan itirazlar…
Müthiş bir önyargı var. İşte bu durum Eskişehir’e yakışmıyor! Ben burada yüksek bir çevre bilincinden ziyade yüksek bir ‘siyasi muhalefet’ seziyorum. Koç ya da Sabancı bu yatırımı yapacak olsa bu kadar itiraz olur muydu? Hadi bi ön yargıda benden gelsin; hiç sanmıyorum!
Yaklaşık bir yıldır yatırıma muhalefet edenler var. Önümüzdeki aylarda ve hatta yıllarda bu konuyu konuşacak gibiyiz.
Ben söz konusu bölgede madencilik yapılsın ya da yapılmasın demiyorum. Bu konuda ‘şimdilik’ yeterli bilgiye sahip değilim. Ben çoğunu ‘siyasi’ bulduğum itirazlara ‘bi dakika’ diyorum.
Bırakın tek bir ağacın kesilmesini yabani otun bile koparılmasını istemem. Ama hayatın gerçeği öyle değil!
Madencilik hayatın gerçeği…
Bu konudaki itirazları mesleğe başlağım yıllarda yapılan baz istasylonları eylemlerine benzetiyorum. Cep telefonuyla bizi arayanlar ‘Burada baz istasyonu istemiyoruz, gelin bunu haber yapın’ derdi.
Telefon çekmiyor diye eylem yapanlar, seslerini yükseltenler de olurdu.
Bu konu hele Eskişehir gibi çevre bilinci yüksek bir şehirde ‘suistimal’ edilmeye çok açık. Başta belediyeler olmak üzere sivil toplum örgütlerinin daha sağduyulu olması lazım.
Alpu’ya yapılmak istenen kömürlü termik santralle kıyaslayanlar var. Aynı şey olmadığı kanaatindeyim.
Dediğim gibi madencilik hayatın gerçeği… Doğumdan ölüme ayrılmaz bir parçamız. Bu yazıyı yazdığım bilgisayardan okuduğunuz telefona kadar her şey madenle ilgili…
Bu konuda güçlü bir akademimiz var. İlgili bölümlerin konuyu kamuoyunda şeffaf bir şekilde tartışmasını isterim.
Benim için yatırımı yapacak firma ne kadar tarafsa yatırıma muhalefet edenlerin bazıları da o kadar taraf! O yüzden benim ‘dinleyeceğim’ isimler ve kurumlar başka…
Madenci Umut Rallas’ı dinlerim mesela…
Prof. Dr. Cengiz Türe’yi dinlerim…
Prof. Dr. Muammer Kaya’yı dinlerim…
Garip Yıldırım’ı dinlerim…
Önümüzdeki günlerde bu konu daha da gündemde olacak. Yazın ortasında sıcak tartışmalar yaşanacak. Bilimin ve hayatın gerçekliği ışığında tartışmak dileğiyle…