Ayşe Kaytan Uçak yazdı…
Gıda Bankacılığı 1960’lı yıllarda Amerika’da doğuyor. Kurulmasındaki ana etken gelir adaletsizliği sonucu insanların gıdaya ulaşımında yaşadığı zorluk.
Türkiye’de ilk uygulamaya sokan hangi kurum ya da kuruluş bilmiyorum ama özellikle son yıllarda hızlı bir şekilde yayıldığını biliyoruz.
Eskişehir’de, Odunpazarı Belediyesi’nin hayata geçirdiği Halk Market, gıda bankacılığının önemli örneklerinden biridir.
Yine Tepebaşı Belediyesi’nin öğrencilere yemek desteği de gıda bankacılığı faaliyetleri arasında yer alıyor.
Başkan Ayşe Ünlüce, dün gerçekleşen Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Eskişehir’de gıda bankasının kurulması ve işbirliği protokolleri için imza yetkisi aldı.
Eskişehir’e kurulacak Gıda Bankası, bazı haberlerde ‘müjde’ olarak duyuruldu; Ne acı!
İşin özüne gelecek olursak, Gıda Bankası toplumun belirli kesimlerinin gıdaya ulaşımının ne denli zorlaştığının göstergesidir.
Yani toplumda yoksul sayısı arttıkça, Gıda Bankası sayısı da artıyor.
Ortalama bir sosyal devletin vatandaşlarına haysiyetli bir yaşam sürecek şartları sağlaması beklenirken, Anayasasında “sosyal devlet” ibaresi bulunan ülkemizde artık Gıda Bankaları neredeyse normal bankalar kadar şube açmak zorunda kalıyor.
Ki Eskişehir gibi kendi yağında kavrulmayı başarabilen vatandaşların oluşturduğu bir kentte bile gıda bankası kurulmak zorunda kalıyorsa, varın İstanbul, Ankara, İzmir gibi hayat pahalılığının daha fazla can yaktığı büyük kentleri düşünün.
Bankacılık sektörünün bu denli hoyrat davrandığı bir dönemde bir iyilik hareketi olarak önümüze sunulan Gıda Bankası, aslında neo liberal politikaların iflas ettiğinin de bir göstergesi.
Bu noktada gıda bankaları hiçbir zaman sorunun çözümü olmayacak ya da olamayacak.
Gelir adaleti, vergi adaleti, eşit işe eşit ücret gibi talepleri toplum olarak devleti yönetenlerin karşısına koymadığımız sürece bir çözümden söz etmek çok zor.
Bu noktada gıda bankası bir çözüm değil, sadece bir çaba olarak ele alınmalı.
İnsan haysiyetinde açılan derin yaralara çare olamasa da yoksul insanları ayakta tutma çabası…