Ayşe Kaytan Uçak yazdı...

Haftaya güzel bir fıkra ile başlayalım. 

Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça hiddetle sorar:
- “Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?”
Zangoçta derin bir sessizlik… Papaz iyice köpürür…!!! ve 
- “Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun beni?
- “Hayır buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim.”
- “Olacak şey mi! iki adım öteden beni duymuyorsun!”
Zangoç bıyık altından güler:
- “isterseniz yer değiştirelim anlarsınız…”
Yer değiştirirler. Bu kez zangoç seslenir: 
- “Kilise için toplanan bağışları sen mi zimmetine geçirdin?”
Papaz: 
- “Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor.”

(Not: Zangoç, kilisede çan çalan kişi)

Siyaset fıkrada olduğu gibi buradakilerin oradakilere ciddi suçlamalarla yüklendiği ama ne hikmetse kimsenin kimseyi duymadığı bir kulvarda ilerliyor. 

Siyasi aktör ya da yöneticilerin vazgeçilmez taktiği kendi ilgi ve alakası dahilinde olan konuları duymuyor, ha bire rakibine sorumluluğunu hatırlatıyor. 

Hal böyle olunca sorunlar yahut sorumluluklar daha çok karşıdakine ait olan bir şeymiş gibi ele alınıyor. 

Bizler ise pinpon maçı izlermiş gibi oradan oraya izliyoruz. 

Mesela geçtiğimiz hafta ele alınan konulara bakalım. Örneğin AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu şehir içi trafiği işaret ederek, feryat figan ediyor.

Sıra CHP’lilere gelince onlarda çevre yolu ve dış ilçe yolları gibi konulara giriyorlar. 

Depremin acı tecrübelerini fazlasıyla tatmış bir ülke olmamıza rağmen biri diğerini kentsel dönüşüm yapmamakla suçluyor.

El cevap; vatandaşı bırakın ev almayı, kira ödeyemez hale getirdiniz.

Biri hükümetteki eş dost hısım akraba kayırmacılığını torpil olmadan işe girmenin neredeyse imkânsızlığı üzerinden vururken, karşı taraf aynı şekilde belediyeleri işaret ediyor.

Her iki tarafında duymamak için haklı nedenleri var. 

Bu nedenle her iki tarafta karşısındakine sorumluluğu hatırlatma daire başkanlığı gibi faaliyet gösteriyor.
Fakat CHP’ye haksızlık etmemek gerekiyor. CHP 100 yaşında olmasına rağmen şimdilik sadece duyma yetisini kaybetmiş görünüyor.

AK Parti’de durum daha vahim. Mesela Alpagut’taki isyanı görmüyor… İşsiz gençler, ürünlerini yola saçan çiftçiler, yaşama ümidini yitirmiş emekliler, geçinemeyen asgari ücretliler hepsi ama hepsi AK Parti’nin bu körlüğünden nasibini alıyor.

Kör iktidarı, sağır muhalefeti ile yuvarlanıp gidiyoruz.