Ayşe Kaytan Uçak yazdı...
“Nereden başlayacağım” deyip de hiçbir yerden başlayamadığın, günün sonunda aynı odada, aynı şekilde oturup kaldığın vaziyeti hatırla.
Eline süpürgeyi alsan akıl bulaşıkta, bulaşıktan başlasan peki ya çamaşır!
Televizyonun karşısına geçip pineklemek, elde telefon çekyata uzanmaktan öte bir yol yokmuş gibi.
Hiçbir şey yapamıyorsan, hiç bir şey yapmamak en mantıklısı…
Birilerinin el atmasıyla düzelecek umudu ve birilerini beklemek.
Ve her seferinde birilerinin olmadığını görmek…
Derlenip toparlanamayacak kadar sorunumuz var.
Hayat pahalılığının odanın ortasında oturduğu, kıyıda köşede sağlıktan, eğitime, hukuka varıncaya.
Mülteci sorunu kapı eşiğinde öylece duruyor.
Her yer darmaduman.
Peki kim düzeltecek?
İktidara bakarsak, hiçbir sorun yok.
Muhalefet, iktidarı sorun olduğuna inandırmaya çalışıyor.
Bildiğin sivil toplum kuruluşu gibi hareket ediyor.
Baktı olmuyor mu?
Elde kumanda televizyon karşısına geçiyor.
Biz yine kendi dağınıklığımız ile baş başa kalıyoruz.
Ve nereye gideceğimizi, nereye dert yanacağımızı bilmiyoruz.
Bir araya gelip bir şeyler yapmayı uzun süredir unuttuk.
Emekliler için 100 kişi yürüyor.
Eskişehir için 50 kişi toplanıyor.
Ötesi… Ötesi yok!
Eline bir bez parçası alan kendi önündeki sehpayı temizlemek niyetinde.
Çok affedersiniz ama ortalığı pislik götürüyor.