Cihan Yıldırım yazdı...
Ayşe Ünlüce son zamanlarda “Eskişehir’in hakkı” üzerine konuşmalar yapıyor. Kimi zaman “Eskişehir hakkını almalı” diyor. Bazen de çoğumuzu şaşırtan bir üslupla ve biraz da tehditvari bir şekilde “Eskişehir’in hakkını yedirmem” diyor.
Son iki üç aydır bu yönde serzeniş ve tespitler yapıyor.
Belli ki “Eskişehir’in hakkı” gündeminde olacak. Öte yandan bu meseleyi biraz daha açmalı. Bu söylemin altını, içini doldurmalı.
Ünlüce’nin söylemi genel olarak, en azından beni çevremde karşılık bulmuşa benziyor. Yani Eskişehirlinin böyle bir ruh hali var. Eskişehirli, hakkının yendiğini düşünüyor.
Bu da büyük oranda AK Parti’nin Eskişehir’i alamamasına bağlanıyor. Uzun süredir muhalefette olan Eskişehir’in iktidarın nimetlerinden yeteri kadar yararlanamadığı düşünülüyor.
Hatta bırakın nimeti iktidarın kenti cezalandırdığı bile dile getiriliyor. Her fırsatta sahaya çıkan Ayşe Başkan, belki de bu tür serzenişlere sıkça rastladığı için böyle bir söylem geliştirdi.
Eskişehir’in yıllar içinde geride kaldığı/bırakıldığı düşünülüyor.
Peki, bu tespitler gerçek mi? Eskişehir, gerçekten payına düşeni alamıyor mu? Bu şehirde yaşayanlar neden böyle düşünüyor? Neden bu ruh hali oluştu diye biraz kafa yordum?
İlk sırada elbette yollar var… Yeni çevre yolu ve ilçe yolları meselesi… Can sıkıcı hale gelmeye başladı. Hadi yeni çevre yolunun şu an yapılması biraz zor görünüyor ama ilçe yollarının bitirilmemesi “Eskişehir’in hakkı yeniyor” algısına yol açıyor.
Uçak seferleri… Yanı başımızdaki Zafer Havalimanı örneği var. Onca zarara rağmen uçuşlar devam ediyor. Eskişehir’in tarifeli seferleri ise bir iki denendi ve zarar ettiği gerekçesiyle sonlandırıldı. Hatta zaman zaman Eskişehir’e inen yolcuların Zafer’e yönlendirileceği bile gündeme geliyor…
Futboldan sanayiye geniş bir yelpazede Eskişehirli hakkının yendiğini düşünüyor. Termal kaynaklarımız sahipsiz, Yunus Emre’miz garib…
Eskişehir, turizmde kendini kendi imkanlarıyla var eden bir şehir. Turizm Bakanlığı’nın veya taşra teşkilatının bugüne kadar sağ olsunlar bi katkısını göremedik. Allah için bi tweet atmadılar; Eskişehir’e gidin gezin görün yiyin için diye…
Futbolu konuşalım… Eskişehir futbol kenti… Hangi takımlara ne destekler, ne sponsorlar bulunuyor. Eskişehirspor’a dönüp bakılmadı.
Yılmaz Büyükerşen bir keresinde İl Genel Meclisi’nde sunum yapan dönemin Ulaştırma Bakanı’na “Eskişehir’e katkınız sadece personelinizin maaşlarını ödemek, o kadar” demişti.
Akademiye bakılabilir… Tarım destekleri ne durumda?
Kentsel dönüşümde iktidarın Eskişehir’deki karnesi sıfır! Gündoğdu’dan Küçük Sanayi’ye… Büyükşehir’i 25 yılda 24 daire yapmakla eleştirdiler, evet haklılar… Büyükşehir geç kaldı belki ama Bakanlık ne yaptı? Yetkili olduğu alanlarda ne yaptı? Ben söyleyeyim: sıfır…
TOKİ’nin konut yapması elbette işin ucundan tutmaktır ama asıl önemli olan riskli alanları dönüştürmek. Ve son olarak rezerv alanını arsa yapıp insanlara sattı TOKİ!
İktidar kanadı da muhtemelen tam tersini düşünüyor. Eskişehir’in hak ettiği yerel yönetim hizmeti alamadığını… Yıllar süren bu ikili rekabetten kazançlı çıktığımız da oldu. Kıyasıya rekabet bazı ‘düşünülmeyen’ hizmetleri de kazandırdı kente.
Evet, Eskişehir’in hakkı…
Ayşe Ünlüce, Eskişehir’in hakkı kavramını ortaya atmış oldu. Eskişehir’in hakkı nedir? Eskişehir’in hakkı nasıl alınır? Kim alacak? Kim bu hakkı yedirmeyecek? Önümüzdeki günlerde bu hak meselesini daha çok konuşacak gibiyiz.