Ayşe Kaytan Uçak yazdı...
AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, AK Parti’nin bugüne kadar en çok gezen ve en çok görünen il başkanı konumunda…
Anladığım kadarıyla çok gezmek “bilmeye”, çok görünmek ise “görmeye” yetmiyor.
Zira, Gürhan Albayrak çok gezmesine rağmen, Eskişehir’de AK Parti’nin girip de çıkamadığı “o çıkmaz sokağın” içinde dolanıp duruyor.
Aynı yerde, aynı bakış açısıyla… Bu durum onca adımı heba ediyor.
Başlıyor, AK Parti’nin yaptıklarını sıralamaya.
“Biz onu yaptık, biz bunu yaptık...”
Geçtiğimiz günlerde Cihan Yıldırım bunu yazısına taşımış ve bu durumu “AK Parti’nin yaşlandığına” yormuş, yaşlı insanlar gibi geçmişten yaptıklarını anlatıp durduklarından bahsetmişti.
Haksız sayılmaz.
Öte yandan, bir dönemde eski milletvekili Nabi Avcı’da yaptıkları işlerin anlatılması gerektiğine dem vurmuştu. Ama kastı bu değildi zannediyorum.
AK Parti temsilcileri nicedir önlerine uzatılan her mikrofona ya geçmiş dönemde yaptıkları işleri anlatarak yahut yeni vaatlerini hiç gelmeyecek geleceğe havale ederek değerlendiriyorlar.
“Onu yaptık, bunu yaptık say say bitmez…”
-“Ya yapamadıklarınız?”
“Elbette yapılacak!”
Ancak; dikkat ettiniz mi bilmiyorum, seçim öncesi temel atılan işlerin nasıl temelsiz olduğunu, hala aynı temelle kalmalarından anlıyoruz.
Yine her seçim öncesi “müjde” diyerek duyurulan işlerin akıbetiyle ilgili tek bir bilgi kırıntısı yok…
Bana kalırsa AK Parti’nin artık daha büyük sorunları var.
Bu sorunlardan da “müflis esnaflıkla” kurtulmak bir hayli zor…
AK Parti’nin, şimdiye kadar Eskişehir’i temsil etmek konusunda çok sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Bunu sadece bizim bilmemiz bir kıstas değil elbette.
Kuruluşundan bu zamana kadar hep bu temsil etmemenin, edememenin sıkıntısını yaşamadı mı?
Şimdi AK Parti’nin daha büyük bir sıkıntısı var.
AK Parti, artık “AK Partilileri” temsil etmiyor.
Daha doğru bir ifadeyle artık AK Parti’nin Eskişehir teşkilat üyelerinin, AK Parti ile ilgili bir kurgusu yok.
Bırakın kurguyu, herhangi bir hayal bile kuramıyorlar.
Çünkü hemen hepsi Erdoğan’ın yahut Saray’ın yazdığı senaryonun parçasında figüran…
Kişilerin, partiye akıl sunacağı herhangi bir mekanizma yok.
Girişimde bulunanlar ise o yüksek duvarlara çarpıp yerine oturuyor.
Parti teşkilatının işaret ettiği isimler, Ankara veya İstanbul’da tuzla buz oluyor.
Bu noktada Gürhan Albayrak raflarda hiçbir ürünü kalmayan dükkânın müflis esnafı gibi... Eski defterleri açıyor, artık ne yazıyorsa!
Diğer taraftan AK Parti’de üzerine yazılıp çizilecek tek isim de yine Gürhan Albayrak oluyor.
AK Parti’nin diğer aktörleri ancak “süslü ve abartılmış” manşetlere konuk olabilir.
Onlar alışveriş merkezi gibi, bir şeyler almak isteyenlerin uğrağı…
Albayrak ise her şeye rağmen dükkanı terk etmeyen bir esnaf olarak köşe yazılarına buyur edilir…