Emine Girgin yazdı...

Merhaba;

Sevgili EskişehirNet ailesi ve okuyucuları;

Eskişehir’in güncel haberlerini, gündemini, siyasi isimleri, sorunları ve çözüm önerilerini usta kalemlerden ve ekibin usta gazetecilerinden dinliyorsunuz. Cihan Yıldırım, Ayşe Kaytan Uçak, Meltem Karakaş bu alanda hepimizi en doğru bilgilerle, doğru habercilikle yeterince besliyor.  Peki kalbimizi ne beslesin? İşte orada ben bir devreye girmek istiyorum.

Peki bu siyasilerin kalbi yok mu? Hep davalarını mı savunuyorlar göründüğü gibi? Aşk gördüğünüz gibi burada da var. Onlarda önce davalarına aşık insanlar neticede.

Ama evlerine gittiklerinde kafalarını yastığa koydukları anda, kendilerini dinlediklerinde belki de en derinlerde yatan şeyler var. Mutlu eden, onları üzen, kavuştukları ve ya kavuşamadıkları; Aşk gibi; sevmek sevilmek belki de sevilememek..

Yani kısacası 7 den 70’e hepimizi ilgilendiren konuları kaleme alacağımı söylemek istiyorum. Bir gazetede yazmaya başlamadan öncede bloğum vardı. Orada 15 yaşımdayken sürekli yazı yazardım. Hatta Türkçe öğretmenim bir makale ödevi verdiğinde en iyi kaleme alan ben olduğum için hayranlıkla bunu devam ettirmem gerektiğini söylemişti. Ucundan kıyısından devam ettirdiğim, yayınlanan ve ya yayınlanmayan onlarca makalemin hepsinde inanınki kalbim var. Bir kâğıda yazmış olsam gözyaşlarımın izlerine bile rastlayabiliriz.

Hatta televizyonda çalıştığım dönem hiç unutmuyorum Ankara Üniversitesi Yeni Hitit Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabında “Nerede O Eski Bayramlar” başlıklı makalemin yayınlanması bana yazmaktan asla vazgeçmemem gerektiğini bir kere daha hatırlatmıştı.

Ben siyaseti kaleme alamam ama herkesin kalbini analiz edebilirim. Aşkta politika yoktur çünkü. Gönül davaları başkadır. Hem ben istiyorum ki günümüz ilişkilerini enine boyuna bir inceleyelim.  Hayat bir savaş. Siyasette karşı siyasi görüşle, futbolda karşı takımla, iş yerinde iş arkadaşınla, zamana karşı, paraya karşı, güce karşı; hatta çoğu zaman kendinle, kalbinle, mantığınla…

Ama aşk öyle mi? Aşkın savaşında ben pek kazananı olduğunu görmedim. Yahu aşk daima kazanıyor. O bir gönlü ele geçirdiğinde siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun, dinimiz dilimiz ırkımız; kalbimiz hep aynı çarpıntıda atıyor dostlarım.

Bu yüzden çayınızı kahvenizi yudumlarken, müziğinizi dinlerken; hayatınızın içinden kalbinizin tam ortasından yazılar yazarak sizin duygularınıza tercüman olmak istiyorum. Her şey gibi hepimizin buna da ihtiyacı var.

Bundan sonraki makalelerimde istiyorum ki gelin birbirimizi yaralarımızdan tanıyalım.

Hatta sözcüklerle merhem olalım..

Sevgilerimle..