Böyle normalleşme mi olur?
Bu nasıl salgınla mücadele?
Olanı biteni Sağlık Bakanı görmüyor mu?
Uzmanların görüşü nedir?
Bilim Kurulu bu işlere ne diyor?
Son günlerde duyduğumuz şikâyet ve sorular böyle… İnsanların kafası karışmış durumda! Bir yandan binlerce can almış salgınla mücadele, diğer yandan hayatın devam etme zorunluluğu…
Bugünlerde her şey zor…
Esnaflık zor, çalışan olmak zor, sanayici olmak zor, öğrenci olmak zor, yönetici olmak zor…
Sağlık personeli olmak zor, yaşlı olmak zor, çocuk olmak zor…
Hepimizin hayatı zorlaştı.
Karar almakta da çok zorlanıyoruz. Kreşler açılsa çocuğumuzu gönderecek miyiz? Zor bir karar…
Camiler toplu ibadete açılsa cemaate katılacak mıyız?
Risk grubunda olan işimize dönecek miyiz?
Gördüğünüz gibi hayatın her alanı, her anı zorlaştı.
Ülkeyi ve dolayısıyla süreci yönetenler de karar alırken zorlanıyor. Aksi mümkün değil… Bunlar öyle kolay alınacak kararlar değil.
En zor da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işi…
Her kafadan bir ses çıkıyor. Böyle karar mı olur, ikinci dalga kesin gelir, şu karar diğeriyle çelişmiyor mu? Daha yüzlercesi var böyle…
Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı ne yapacak?
Sabah 11’de Sağlık Bakanı arıyor aman diyor, mesafe diyor, tedbir diyor… Öğleden sonra ticaret temsilcileri “Yandık, bittik Reis, nefes aldır bize, hiç olmazsa bazı yerleri aç’ diyor.
Dünya da bizden farklı değil…
Bir yandan salgınla mücadele ama öbür taraftan kademeli olarak normal hayata dönüş…
Mecburuz… Başka seçeneğimiz yok. Sosyal medyada “Reis bizi Allah’a emanet etti” gibi paylaşımlar görüyorum. Hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını düşünüyorum!
Böyle durumları anlatmak için “Hem pastam dursun, hem karnım doysun” deriz. Yaşadığımız tam olarak budur. Bir yandan mücadele, diğer yandan gerekli tedbirleri alarak hayata devam…
Zor günler, zor zamanlar, zor kararlar…
Bu yazı da zor yazıldı. Dedik ya kolay bir şey yok artık…