On altısı büyükşehir, 8’i şehir, 38’i büyükşehir-ilçesi ve 12’si ilçe statüsünde toplam 74 belediyenin üye olduğu Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği (SKB), uluslararası bir organizasyon olan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağına bağlı bir kuruluştur.
Eskişehir Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri de SKB üyesidirler…
Bu nedenle; DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı tarafından yaşanan pandemiye ilişkin yayınlanan “Sağlıklı Şehirler Bildirisinin” ana teması olan “Bilim ve Dayanışma” konusunu SKB Danışma Kurulu Üyesi olarak sizlerin gündemine taşımak istedim.
Çünkü bilgiyi keşfetme ve sorunları çözme gücüne insanlığın hiçbir döneminde “Bilim” dışında ulaşılamamıştır.
Bu nedenledir ki; tüm dünyayı etkileyen bu salgından kurtuluşun yolu, bilimsel çalışmaların bir ürünü olan toplumsal aşılamadan geçmektedir. Biliminde, yaşadığımız bu salgın için henüz aşı dışında her hangi bir çözüm önerisi bulunmamaktadır…
Bu kapsamda, şu ana kadar onay almış tüm aşıların insanları büyük oranda hastalıktan koruduğu ya da hastalığın daha hafif atlatılmasına neden olduğu tıp otoriteleri tarafından ifade edilmektedir.
Ayrıca uzmanlar, yaygın bir aşılama olmadan Covid-19 virüsüne karşı toplum bağışıklığının oluşmasının çok uzun süreceğini ve bu süreyi kısaltmak için nüfusun en az yüzde 70'inin virüse maruz kalması ya da aşılama yoluyla bağışık hale getirilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
Zira geçmişte yaşanan virüs kaynaklı salgın hastalıklara yönelik Amerikan Tabipler Birliği Dergisinde yeni yayınlanan bir makaleye göre, hastalığa yakalananların büyük çoğunluğunu aşısız insanlar oluşturmaktadır. Aşı olmak isteyip de henüz sıraları gelmeyenleri tenzih ederek, şunu da söylemek istiyorum…
Aşı imkanına sahip olmalarına rağmen, olmak istemeyenlerin sayısı dünyada ve ülkemizde hiçte az değildir… Sanırım aşıların net faydalarını anlatmak, her zaman insanların aşı konusundaki ön yargılarını değiştirmeye yeterli olmuyor ve bu konuda bazı insanlar daha farklı motivasyonlara ihtiyaç duyuyorlar…
Bu, hedef kitlenin endişelerinin giderilmesi ve gerekli aşı motivasyonun sağlanması için en iyi yolun etkin bir “sağlık iletişim” sisteminin oluşturulması gerektiği anlamına geliyor…
Elbette insanların aşı olmama özgürlükleri vardır. Ancak bu durumun, potansiyel olarak toplum bağışıklığı çabalarını güçleştirdiği de yine uzmanlar tarafından dile getiriyorlar…
Bu yüzden, karar verirlerken insanların, ancak aşı olarak korunabilecekleri bu hastalığın sonuçları hakkında da iyi düşünmeleri gerekmektedir…
Diğer yandan, randevu aldıkları halde aşı olmaya gitmeyen bazı vatandaşlarımız hem aşıların ziyan olmasına hem de aşı olmak için gün sayan istekli vatandaşlarımızın aşıdan yararlanmalarını güçleştiriyorlar.
Bu nedenle, aşı olmama özgürlüklerini kullanmak isteyenlerin, diğer insanların sağlığını da etkileyeceklerini düşünerek, “bilime dayalı bir toplumsal dayanışma” olan bu aşılama sürecine dahil olmaları büyük önem taşımaktadır. Zira mevcut aşılardan birini yaptırmakta, salgınla mücadele için bir toplumsal dayanışmadır.