Ayşe Kaytan Uçak yazdı...

Bırakın bir ülkeye mültecileri doldurmak, eve gelen misafirinizin bile üç aşağı beş yukarı ne yiyip ne içeceği, nerede oturacağı, yatıya gelmişse nerede yatacağı belirlenir. Evinizin dış politikası hem ev düzeni için hem de misafirin rahatı için elzemdir. 

Peki; AK Parti’nin ülkemize gelen Suriyeliler ile ilgili böyle bir planlaması var mı?

Suriyeliler, AK Parti hükümetleri tarafından ne bulsalar yiyecek, boş bulacakları yere oturacak  misafir muamelesi gördü.  

Hükümet, “Suriye ve Göçmen Politikasından” rahatsız olanlara karşı ilk etapta “savaştan kaçan mazlumlar” savunusunda bulundu. Zaman ilerledikçe ucuz iş gücü yahut zengin iş adamı oldular. Mültecilerin gitmesi halinde çobansızlıktan dolayı hayvancılığın biteceğini bile ileri sürüldü. 

Ama bu savunmaların hiç biri hem Suriye, hem de mülteci politikalarındaki yanlışlığı saklamaya yetmiyor.

Bir kere misafirleri tanımadığımız için onlara sürekli şüpheli olarak bakıyoruz.

Suç ırksal bir mesele olmasa da, mültecilerin karıştığı her suçta esasında hükümetin politikasına duyulan öfke mültecilere yöneliyor.

Şunu da kabul edelim; ekonomik olarak sırta bindirilen her yük akıllara mültecileri getiriyor. Hal böyleyken mültecilerin bir an evvel kendi ülkelerine dönmelerini isteniyor.

Bu durumun ülke huzurunu bozacak olaylara kapı aralayabileceği uzunca bir vakittir konuşuluyordu. Nitekim görmek istemeyeceğimiz olaylara şahit olduk. 

Esasında kapıyı açıp herkesi içeri almakla, içeri geleni bir güzel dövüp ondan sonra kapı dışarı atmak iki zıt kutbun aynı vasatlığa hizmet etmesinden başka bir anlam ifade etmiyor.

Bu noktada zannediyorum sorunun tespiti kadar, sorunun çözümünde de bir kalite aramak gerekiyor.

Kaba bir tespitle “mülteci sorunu” ne baş tacı etmekle, ne de ayakaltına almakla çözülür ya da çözülecek.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken konuların başında birkaç il de başlayan olayların Eskişehir’e yansımasının önüne geçmek.

Kabul edelim, mülteci sorunu, toplumun baş etme yeteneğinin çok ötesine geçmiş bir sorun. Ancak Eskişehir kent kültürünün, bu sorunun çözümüne gerekli olgunluğu göstereceğinden hiçbir şüphe duymuyorum.

Yine de Eskişehir Valiliğinin, kentteki mülteciler ile ilgili olarak aydınlatıcı bilgiler vermesinin, emniyet güçlerinin mültecilerin suça karışma oranının en aza indirmesinin, seçilmiş ve atanmışların mülteciler konusunda kullanacakları dile dikkat etmesinin gerektiğini düşünüyorum. 

Sorunun tespiti kadar, soruna yaklaşım ve sorunun çözümü de bir medeniyet meselesidir… 

Ve Eskişehir medeni bir kenttir.