Emine Girgin yazdı...

Bugün kendi kurduğum cümlemin altında ezildim. Bazı cümleler vardır böyle bir şey yaşamasanız bile okuduğunuz anda o cümlenin sızısını hissedersiniz…

Cümlenin ağırlığına bakar mısınız? Bir arkadaşım “onu affetmez miydin?” dedi. Düşündüm ama önce bir. Olabilir miydi?

Telafisi mümkün olan her şeye şans veren ben, bu kez telafisi mümkün olmayacak bir şeyin içerisinde umut ışığı arar gibi çaresizliğimi hissettim.

Bazı şeylerin dönüşü yoktur.  Çıkmaz sokakta çıkış yolu aramak gibi. “Çok üzgünüm”

“Affedemiyorum”

Çünkü onca yara berenin içinde onu affedersem, yaşadığım bunca hayal kırıklığından sonra kendimi affedemezdim.

Bir insana değer vermek güzel şey. Sevmek ve aşık olmak bu hayatta başımıza gelen en muazzam hisler. Fakat bazı affedişler kendi değerimizi azaltır. Aynaya baktığımda onu affettim diye kendimden utanacaksam yoluma devam edemem.

Herkesin önce kendini düşündüğü bu hayatta çok fazla affedici de olmamak gerekiyormuş. Bunu yara ala ala öğrendim.  Taviz tavizi doğuruyormuş sahiden. Bir kere affeden hep affeder konumuna düşüyormuş. Öğreniyorum ve öğrenmeye devam ediyorum. Hayat öyle ve ya böyle sizi yoğuruyor.

Bu arkadaşlık ilişkimde de böyle. Şayet bir arkadaşım benim çizgilerimi bildiği halde aşıyorsa ve affedemeyeceğim şeyleri bile bile bunu yapıyorsa ben derim ki “bu insan beni kaybetmeyi göze almış”

Tekrar karşıma gelip kaldığımız yerden devam etmek istese ben onu affedemem. Çünkü ben artık kalınan yerde değilim. Ben çok yol kat ettim. Ne kadar hassas yaklaşırsam o kadar kırıldığım bir hikâyede, siz incitmekten korkmuyorsanız ben de yolumda arkama bakmadan yürümekten hiç korkmuyorum.

Birbirimize doğru insanlar olsaydık zaten o yolu birlikte hala yürüyor olurduk. Bunları okuyunca “Emine kırgın mısın?” “Nefret mi ediyorsun?” “Kin mi besliyorsun?” gibi cümleler kuruyor olabilirsiniz.

Aksine; hayatımda yalnızca doğru insanları istiyorum. Bu yüzdendir ki geç ve ya erken, öyle ya da böyle bir şekilde, hangi sebepten olursa olsun hayatımdan çıktığınız için yalnızca şükrediyor ve teşekkür ediyorum. Bence her şeye rağmen iyi ki hayatlarımıza dokunduk. Ben sizden çok şey öğrendim, belki size de kattıklarım olmuştur.

Makalenin özüne dönecek olursak sevgili okuyucularım;

“Bence aşk, sevgi her şeyi affetmez” Affetmemesi de gerekir. Aynı yerden defalarca yaralanmamak için.

Şimdi hayatımıza giren, dersler veren ve çıkan herkesle tüm bağımızı kopartıp ait olduğu yere bırakalım.

Hayat seçimlerimizden oluşur ve onlara da seçmiş olduğu bu yolda şans dileyelim.

Umarım kendimiz için en güzelini yaparız.

Sevgilerimle..