Günümüzün hızlı tempolu dünyasında teknoloji, hayatımızın her alanını etkilediği gibi romantik ilişkilerimizi de şekillendiriyor. Hatta öyle bir şekillendiriyor ki artık ilişki kavramını bile unutabilecek noktaya geliyoruz. Sosyal medya, flört uygulamaları ve diğer iletişim araçları ilişkilerin doğasını değiştirdi. Peki bu dijitalleşme süreci, ilişkilerimizi nasıl etkiliyor? 

Sosyal medyamda soru cevap anketime bir çok mesaj gelmiş. Kimisi dijital çağda ilişkinin yaşanmadığını söylerken, kimisi de sosyal medyanın ilişkilere zarar vermesinden yakınmış. Çok sevdiğim bir arkadaşımın “aman sakın ha beni deşifre etme” demesine istinaden ismini veremeyerek o çok beğendiğim yorumunu makaleme taşımak istedim. 

“Bence her çağın ayrı bi güzelliği var, dijital çağda da farklı yaşanıyor ilişkiler ama kötü birey gibi algılanmamalı bu, yani değişen dünya da her şeyin farklılaştığı bu evrende bu zamanda evler, arabalar, okullar, gibi ilişkiler de değişiyor ve zamana uyuyor… Burada asıl önemli olan insan olduğumuzun unutulmaması, insanlar her çağda aynıdır, sadece fırsatını bulduğunda açığa çıkartır potansiyelini, yani eline Keman almadan Keman virtüözü olduğunu anlayamazsın, bugüne dijital çağda insanlar kendilerini keşfedebildiler nasıl mı elindeki bu dijital enstrümanla yani telefonla, internetle ve bu cihazlara çeşitlilik getiren sosyal medya platformlarıyla. Bundan 100 yıl önce insanın eline akıllı telefon verilseydi o da bugünkü gibi yaşardı, farkındalığı arttı, potansiyelini gördü, arzulandığını hissetti, çok eşliliğin sadece kendine özgü bir stil olmadığını gördü, farklı bedenlere de yetebildiğini keşfetti gibi gibi. Burada önemli olan başta da dediğim gibi insan ve insan olduğunun unutulmaması durumu. Karşı tarafında insan olduğunu, onur / gurur / gibi kavramların yanında duygu his ve aşkı taşıdığını bilerek davranmak gerek. Yani kimsenin üzülmediği kırılmadığı bir dünya yaratılabiliyorsa bence dijital çağ çokta kötü değil” 

Haklı mıdır? size bırakıyorum.

AH BU SOSYAL MEDYA!

Sosyal medya bir yandan çiftlerin birbirine bağlı kalmasını sağlarken bir yandan da sorunları beraberinde getiriyor. Hepimiz görüyoruz ki bazı çiftler için sosyal medyada birlikte fotoğraf paylaşmak bir bağlılık göstergesi. Paylaşmıyorsanız vay halinize! Beraber olduklarını gösterme ihtiyaçları var. Paylaşım yapmadığınız takdirde “kimin görmesini istemiyorsun?” gibi bir soruyla karşılaşabiliyorsunuz. 

Bir arkadaşım, sevgilisinin sosyal medyasını sürekli kontrol ediyor. Takipçi sayısı bir artıp bir azalırsa kafada hemen bir şüphe oluşuyor.  Kim eklendi kim çıkarıldı? Acaba.. Tek tek listeyi geziyor. Başka kadınların fotoğrafını beğendiği için rahatsızlık duyduğunu söylüyor fakat partneri bunu önemsiz buluyor. Bu durumda kadının güvenini sarsıyor. Sosyal medya bu gibi kıskançlık durumlarını tetiklerken, aynı zamanda çiftlerin duygusal mesafesini de artırıyor diyebiliriz. 

DİJİTAL SADAKATSİZLİK!

Az önce bahsettiğim hikâyedeki gibi, bir beğeni veya masum bir mesaj bile bazen ilişkilerde büyük sorunlara, tartışmalara yol açabiliyor. Zaten artık sadakatsizliğin sınırları tartışmalı hale geldi. Eskiden biriyle birlikte olduğu zaman sadakatsizlik olarak yorumlayabilirdik. Şimdi dijital dünyada ihanet, fiziksel temas olmadan da yaşanabilir diyebilir miyiz?

YAZIŞMALAR VE EMOJİLER İLETİŞİMİ DÖNÜŞTÜRDÜ

Dijital çağda iletişim tarzlarımız da değişti. Yüz yüze konuşmalar yerini uygulama mesajlarına, telefon konuşmaları ise sesli notlara döndü. Ve bu durum tabi ki birbirimizi yanlış anlamaya daha çok itti. 

Bu hepimizin başına fazlasıyla gelen bir durum. Bir şey yazıyorsunuz mesela ama normal bir tepkiyle yazmanıza rağmen “neden soğuk konuşuyorsun?” denebiliyor. Hayır aslında soğuk yazışmıyoruz. Sadece emoji kullanmadık diye “soğuksun” damgası yiyebiliyorsunuz. Mesajlarda kullanılan bir emoji, bir taraf için eğlenceli bir ifade iken diğer taraf için ilgisizlik anlamına gelebiliyor. Dijitalleşme, iletişim kolaylığı sağlasa da duyguların eksik ya da yanlış ifade edilmesine neden olabiliyor. 

Romantizm de yeniden şekillendi tabi. Bir buket çiçeğin yerini hikâyede etiketlemeler aldı. Yıl dönümlerinde sosyal medyada paylaşımlar yapılıyor. Bu durum her zaman için kötü değil bence. Baktığınızda onların ilişkilerini taze ve anlamlı kılabiliyor. Dijitali doğru kullandığımızda ilişkilerimizdeki samimiyeti ve bağlılığı artırabiliyor. 

YENİ NESİL GÜVEN SORUNU VE KISKANÇLIKLAR

Sosyal medya hesaplarını kontrol etme, mesajları izleme gibi davranışlar günümüz ilişkilerinde sıkça karşılaşılan sorunlardan biri.  Hatta bir örnek vereyim, çok sevdiğim bir ablamın inişli çıkışlı ilişkisinde partnerinin sürekli “çevrimiçi” olduğunu kontrol ettiğini ve bu durumun aslında onu rahatsız ettiğini söyleyebilirim. Hem yapmak istemiyor ama hem de güven problemi yaşadığından sürekli birileriyle konuşup konuşmadığını kontrol ediyor. 

Ah bu dijital dünya! Hepimizin hayatını kolaylaştırırken beraberinde bir sürü sorunu da getirdin. Fakat bu teknolojik dönüşümü yönetmek bizim elimizde olduğunu unutmayalım.  Acaba bu dijital dünyada aşkın geleceği ne olacak sevgili okuyucularım?

İlişkilerimiz teknolojiye adapte olurken, özünü korumayı başarabilecek mi ileriki zamanlarda bunu yeniden konuşalım diyelim ve makalemizin bitirelim. 

Sevgilerimle;

Aşkla kalın.